De ki: "Gökte ve yerde olan şeyler kimindir?" De ki: "Rahmeti Kendi üzerine yazan Allah'ındır." O, gerçekleşeceği kesin olan Kıyamet Günü'nde sizi mutlaka toplayacaktır. O kimseler ki kendi nefislerine hüsran ettiler, işte onlar iman etmezler.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | kul | de ki | قول |
2 | limen | kimindir? | |
3 | ma | olanlar | |
4 | fi | ||
5 | s-semavati | göklerde | سمو |
6 | vel'erdi | ve yerde | ارض |
7 | kul | de ki | قول |
8 | lillahi | Allah'ındır | |
9 | ketebe | O yazmıştır | كتب |
10 | ala | üstüne | |
11 | nefsihi | kendi | نفس |
12 | r-rahmete | rahmet etmeyi | رحم |
13 | leyecmeannekum | sizi elbette toplayacaktır | جمع |
14 | ila | ||
15 | yevmi | gününde | يوم |
16 | l-kiyameti | kıyamet | قوم |
17 | la | ||
18 | raybe | şüphe olmayan | ريب |
19 | fihi | varlığında | |
20 | ellezine | ama kimseler | |
21 | hasiru | ziyana sokan(lar) | خسر |
22 | enfusehum | kendilerini | نفس |
23 | fehum | onlar | |
24 | la | ||
25 | yu'minune | inanmazlar | امن |
De ki: "Göklerde ve yerde olan her şey kime aittir?" De ki: "Rahmeti ve şefkati kendisine ilke edinen Allah'a aittir. Sizi varlığında şüphe olmayan kıyamet gününde elbette toplayacaktır. Kendilerini ziyana sokanlar var ya, işte onlar inanmazlar."
(Onlara) "Göklerde ve yerde olanlar kimindir?" diye sor (ve) "Merhamet etmeyi kendi zatına yazmış olan Allah'a aittir." de!* Sizi, varlığında şüphe olmayan kıyamet gününde elbette toplayacaktır. Kendilerine yazık edenler var ya işte onlar inanmazlar.
De ki: "Göklerde ve yerde olanlar kimin?" "ALLAH'ın" de. Kendisine merhametli olmayı gerekli kıldı. Hakkında kuşku olmayan Diriliş Günü sizi toplayacak. Kişiliklerini yitirenler onaylamayanlardır.
De ki: "Gökte ve yerde olan şeyler kimindir?" De ki: "Rahmeti Kendi üzerine yazan* Allah'ındır." O, gerçekleşeceği kesin olan Kıyamet Günü'nde sizi mutlaka toplayacaktır. O kimseler ki kendi nefislerine hüsran* ettiler, işte onlar iman etmezler.*
"Göklerde ve yerde olanlar kimindir?" diye sor ve de ki "Allah'ındır." O, ikramı bol olmayı kendi üzerine yazmıştır. (Mezardan) kalkış günü hepinizi kesinlikle bir araya toplayacaktır. Bunda şüphe yoktur. Ama kendilerine yazık edenler, işte onlar buna inanmayacaklardır.
De ki: "Göklerde ve yeryüzünde olan her şey, kimin malıdır?" De ki: "Allah'ın malıdır. Rahmeti, Kendi üzerine yazmıştır. Hakkında kuşku olmayan Yeniden Yaratılış Günü'nde, kesinlikle sizi toplayacaktır!" Kendilerini yıkıma uğratanlar; inanmayanlar, işte onlardır.
"Kime aittir göklerde ve yerdeki her şey?" diye sor! "Kendisine rahmeti prensip edinen Allah'a" diye cevap ver! Geleceğine dair hiçbir kuşku bulunmayan Kıyamet Günü'nde, elbet hepinizi bir araya toplayacaktır. Kendisini kaybeden kimselere gelince: onlar artık iman etmezler.
Sor: "Kimindir gökler ve yer?" Cevap ver: "Allah'ındır." O Allah ki, rahmeti öz benliği üzerine yazmıştır. O sizi, varlığında hiç kuşku bulunmayan kıyamet gününde bir araya mutlaka toplayacaktır. Benliklerini hüsrana yuvarlamış kişiler var ya, onlar iman etmezler.
De ki: "Göklerde ve yerde olanlar kimindir?" De ki: "Allah'ındır." O, rahmeti kendi üzerine yazdı. Sizi kendisinde şüphe olmayan kıyamet gününde elbette toplayacaktır. Nefislerini hüsrana uğratanlar, işte onlar inanmayanlardır.
De ki: "Göklerde ve yerde ne varsa kimindir?" "Allah'ındır!" de. O, merhametli olmayı kendine yazdı. Muhakkak sizi varlığında şüphe olmayan kıyamet gününde toplayacak. Kendilerine yazık edenler iman etmezler.
De ki: "Kime aittir göklerde ve yerde olan her şey?" De ki: "Rahmeti ve şefkati kendisine ilke edinen Allaha". O, (varlığı) her türlü şüphenin üstünde olan Kıyamet Günü hepinizi bir araya mutlaka toplayacaktır: ama kendilerine yazık edenler (var ya), işte (Ona) inanmayı reddedenler onlardır;
De ki: "Şu göklerdekiler ve yerdekiler kimindir?" "Allah'ındır" de. O, merhamet etmeyi kendine gerekli kıldı. Andolsun sizi mutlaka kıyamet gününe toplayacak. Bunda hiç şüphe yok. Kendilerini ziyana uğratanlar var ya, işte onlar inanmazlar.
Kimin şu Göklerdeki ve Yerdeki? de "Allahın" de, o kendi uhdesine rahmeti yazdı, her halde sizi kıyamet gününe toplıyacak, bunda şüpheye mahal yok, nefislerine yazık edenlerdir ki iyman etmezler
De ki: "Göklerde ve yerde olanlar kimindir?" "Allah'ındır" de. O, rahmet etmeyi kendi üstüne yazmış(acımayı kendisine prensip edinmiş)tir. Sizi elbette varlığında şüphe olmayan kıyamet gününde toplayacaktır. Ama kendilerini ziyana sokanlar, inanmazlar.
De ki: "Göklerde ve yerde olanlar kimindir?" De ki: "Tanrı'nındır." O rahmeti kendi üzerine yazdı. Sizi kendisinde / içinde / hakkında kuşku olmayan kıyamet gününde elbette toplayacaktır. Nefslerini hüsrana uğratanlar, işte onlar inanmayanlardır.
De ki: "Göklerde ve yerde olan her şey kimin?" De ki: "Allahındır". O, rahmeti kendi üstüne yazmışdır. Hepinizi, hakkında hiç bir şübhe olmayan kıyamet gününe (götürüb) toplayacakdır. Nefislerini sen büyük ziyana uğratanlar (yok mu?). İşte iman etmeyecek olanlar onlardı..
De ki: Göklerde ve yerde olanlar kimindir? Allah'ındır, de. O, rahmeti kendi üzerine yazmıştır. Andolsun ki; hepinizi, hakkında hiçbir şüphe olmayan kıyamet gününde toplayacaktır. Nefislerini ziyana uğratanlar, işte onlar inanmazlar.
Yine de ki: - Göklerde ve yerde olanlar kimindir? -Kendisine merhametli olmayı yazmış olan Allah'ındır! de! Hakkında hiç bir şüphe bulunmayan kıyamet günü sizi elbette bir araya getirecektir. Kendilerini hüsrana atanlar, işte onlar, iman etmezler.
(12-13) De ki: "Göklerde ve yerde olanlar kimindir?" "Allah'ındır" de. O, rahmet etmeyi Kendisine ilke edinmiştir. O, geleceğinde hiçbir şüphe olmayan kıyamet günü sizi bir araya toplayacaktır. Kendilerini en büyük ziyana uğratanlardır ki iman etmezler. Halbuki gecede ve gündüzde barınan her şey O'nundur. O her şeyi işitir ve bilir.
De ki: "Semalar ve arzda olanlar (Esma ül Hüsna'sının işaret ettiği manaların açığa çıkması için yoktan {birbirlerine GÖRE} var kıldıkları) kimindir?" De ki: "Allah'ındır!" Rahmeti (Er-Rahman ismi özelliği sonucu alemleri yaratmayı) nefsi üzerine yazmıştır! Sizi, kendisinde hiç şüphe olmayan kıyamet sürecinde toplayacaktır! Nefslerini hüsrana uğratanlar; işte onlar, iman etmezler!
De: 'Göklerde ve yerde olanlar kimin?' 'ALLAH'ın,' de. Kendisine merhametli olmayı gerekli kıldı. Hakkında kuşku olmayan Diriliş Günü sizi toplayacak. Kişiliklerini yitirenler inanmıyanlardır.
De ki: "Gökte ve yerde olan şeyler kimindir?" De ki: "Rahmeti Kendi üzerine yazan Allah'ındır." O, kendisinden kuşku olmayan Kıyamet Günü'nde sizi mutlaka toplayacaktır. O kimseler ki kendi nefislerine hüsran* ettiler, işte onlar iman etmezler.*
Say: "To whom is all that is in heavens and Earth" Say: "To God. " He has decreed mercy on Himself, that He will gather you to the Day of Resurrection in which there is no doubt. Those who have lost their souls, they do not believe.
Say thou: “To whom belongs what is in the heavens and the earth?” Say thou: “To God.” He has prescribed upon Himself mercy; (He will bring you all together to the Day of Resurrection whereof there is no doubt; those who have lost their souls: they do not believe.
Say: ‘To whom does everything in the heavens and earth belong?’ Say: ‘To Allah. ’ He has made mercy incumbent on Himself. He will gather you to the Day of Rising about which there is no doubt. As for those who have lost their own selves, they have no iman.
Say, "To whom belongs everything in the heavens and the earth?" Say, "To GOD." He has decreed that mercy is His attribute. He will surely summon you all on the Day of Resurrection, which is inevitable. The ones who lose their souls are those who disbelieve.
Say: "To whom is all that is in the heavens and the earth?" Say: "To God." He has decreed mercy on Himself, that He will gather you to the Day of Resurrection in which there is no doubt. Those who have lost their souls, they do not believe.
Say, "To whom is all that is in heavens and earth?" Say, "To God." He has decreed mercy on Himself, that He will gather you to the day of Resurrection in which there is no doubt. Those who have lost themselves, they do not acknowledge.