Onlardan seni dinleyenler vardır; oysa onu anlamalarına engel olmak için kalplerine perde, kulaklarına ağırlık koyduk. Onlar her türlü ayeti görseler de yine de ona iman etmezler. Kafirler sana geldiklerinde, "Bunlar ancak geçmişin masallarıdır." diye seninle tartışırlar.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | ve minhum | içlerinden vardır | |
2 | men | kimseler | |
3 | yestemiu | dinleyen | سمع |
4 | ileyke | seni | |
5 | vecealna | fakat biz koyduk | جعل |
6 | ala | üstüne | |
7 | kulubihim | kalblerinin | قلب |
8 | ekinneten | perdeler | كنن |
9 | en | ||
10 | yefkahuhu | onu anlamalarına engel | فقه |
11 | ve fi | ve içine | |
12 | azanihim | kulaklarının | اذن |
13 | vekran | ağırlık | وقر |
14 | ve in | ve eğer | |
15 | yerav | görseler de | راي |
16 | kulle | her | كلل |
17 | ayetin | mu'cizeyi | ايي |
18 | la | asla | |
19 | yu'minu | inanmazlar | امن |
20 | biha | ona | |
21 | hatta | hatta | |
22 | iza | zaman | |
23 | ca'uke | sana geldikleri | جيا |
24 | yucadiluneke | seninle tartışırlar | جدل |
25 | yekulu | derler | قول |
26 | ellezine | kimseler | |
27 | keferu | inkar eden(ler) | كفر |
28 | in | ||
29 | haza | bu | |
30 | illa | başka değildir | |
31 | esatiru | masallarından | سطر |
32 | l-evveline | eskilerin | اول |
İçlerinden seni dinleyenler vardır; fakat biz onu anlamalarına engel olmak için kalplerinin üstüne kılıflar, kulaklarının içine de ağırlık koyduk. Onlar her mucizeyi görseler de yine ona inanmazlar. Hatta sana geldiklerinde, seninle tartışırlar. O kafirler, "Bu, eskilerin masallarından başka bir şey değildir" derler.
Onlardan seni dinleyenler de vardır. (İnkâra şartlanmış oldukları için) onu (Kur'an'ı) anlamaları konusunda kalplerine perdeler ve kulaklarına bir (s)ağırlık veririz. (Çünkü) onlar, her bir delili görseler de onlara iman etmezler.* Hatta o kâfir olanlar sana geldiklerinde "Bu (Kur'an), öncekilerin masallarından başka bir şey değildir!" diyerek seninle tartışırlar.
Onların bir kısmı seni dinler. Fakat, kalpleri üzerine anlamalarına engel olacak örtüler, kulaklarına da ağırlık koyarız. Her bir mucizeyi görseler de onu onaylamazlar. Bundan ötürü sana geldiklerinde seninle tartışır ve inkarcılar, "Bu ancak bir efsanedir" der.*
Onlardan seni dinleyenler* vardır; oysa onu anlamalarına engel olmak için kalplerine perde, kulaklarına ağırlık koyduk.* Onlar her türlü ayeti* görseler de yine de ona iman etmezler. Kafirler sana geldiklerinde, "Bunlar ancak geçmişin masallarıdır." diye seninle tartışırlar.
Bunların içinde seni dinleyenler vardır ama Kur'an'a yaklaşım biçimlerini kalpleri üzerinde örtülere ve kulaklarında ağırlığa dönüştürmüş oluruz*. Bütün delilleri (ayetleri) görseler inanmazlar. Hatta sana geldiklerinde seninle çekişirler. Ayetleri görmezlikten gelen o kimseler derler ki "Bunlar, olsa olsa eskilerin masallarıdır."
Onların arasında, seni dinleyenler de vardır. Ama Onu anlamamaları için, yüreklerine örtü ve kulaklarına ağırlık koyduk. Her türlü mucizeyi görseler de Ona inanmazlar. Öyle ki, seninle tartışmak için geldiklerinde, nankörlük edenler, şöyle derler: "Öncekilerin söylencelerinden başka bir şey değil bu!"
Onlar arasında öyleleri var ki, sana kulak verir(miş gibi yapar). Fakat kalplerinin üzerine, onları hakikati kavramaktan aciz bırakan örtüler yerleştirdik, kulaklarına da kurşun. Ve hakikatin bütün belgelerini görseler dahi artık iman etmezler. Öyle ki, tartışmak için sana geldiklerinde inkara saplanmış olanlar derler ki: "Bu eskilerin masallarından başka bir şey değildir."
İçlerinden sana kulak verenler vardır; ama biz onu gereğince anlamamaları için kalplerine kılıflar geçirmiş, kulaklarına bir ağırlık koymuşuzdur. Tüm mucizeleri görseler de onlara inanmazlar. Nihayet sana gelip seninle çekişerek söyle derler küfre sapanlar: "Bu, eskilerin masallarından başka bir şey değildir."
Onlardan seni dinleyenler vardır; oysa biz, onu kavrayıp anlamalarına (bir engel olarak) kalpleri üzerine kat kat örtüler ve kulaklarında bir ağırlık kıldık. Onlar, hangi 'apaçık-belgeyi' görseler, yine ona inanmazlar. Öyle ki, o inkar etmekte olanlar, sana geldiklerinde, seninle tartışmaya girerek: "Bu, öncekilerin uydurma masallarından başka bir şey değildir" derler.
İçlerinden bazıları da seni Kur'an okurken dinlerler, fakat Biz, kalplerine onu zevkiyle anlamalarına engel kabuklar geçirmişizdir. Kulaklarında da bir ağırlık vardır. Bütün mucizeleri görseler de iman etmezler. Hatta sana geldiklerinde, seninle tartışmaya kalkışarak, o hak tanımaz kafirler: "Bu, eskilerin masallarından başka birşey değildir." derler.
Onlar arasında öyleleri var ki (ey Peygamber) seni dinler (görünür)ler: Ama kalplerinin üstüne, onları hakikati kavramaktan alıkoyan perdeler yerleştirdik, kulaklarına da sağırlık. Ve (hakikatin) bütün işaretleri(ni) görselerdi yine de ona inanmazlardı; o kadar ki, onlar tartışmak için sana geldiklerinde, hakikati inkara şartlanmış olanlar, "Bu, eski zamanların masallarından başka bir şey değil!" derler.
İçlerinden, (Kur'an okurken) seni dinleyenler de var. Onu anlamamaları için kalpleri üzerine perdeler (gereriz), kulaklarına ağırlık koyarız. Her türlü mucizeyi görseler de onlara inanmazlar. Hatta tartışmak üzere sana geldiklerinde inkar edenler, "Bu (Kur'an) evvelkilerin masallarından başka bir şey değil" derler.
İçlerinden kimi de vardır seni Kur'an okurken dinler fakat biz onların kalblerine onu zevkıyle anlamalarına mani' kabuklar geçirmişizdir, kulaklarında da bir ağırlık vardır, her mu'cizeyi görseler de iyman etmezler, hatta sana geldiklerinde seninle cidal yapmağa kalkışarak der ki o hak tanımaz kafirler: "bu, eskilerin esatırinden başka bir şey değil"
İçlerinden seni dinleyenler vardır; fakat biz onu anlamalarına engel olmak için kalblerinin üstüne kılıflar, kulaklarının içine de ağırlık koyduk. (Onlar) her mu'cizeyi görseler de yine ona inanmazlar. Hatta sana geldiklerinde seninle tartışırlar; o kafirler: "Bu, eskilerin masallarından başka bir şey değildir" derler.
Onlardan seni dinleyenler vardır; oysa biz onu kavramalarına (yefkahuhü) (bir engel olarak) kalpleri üzerine kat kat örtüler ve kulaklarında bir ağırlık kıldık. Onlar, hangi ayeti görseler, yine ona inanmazlar. Öyle ki, o küfredenler sana geldiklerinde, seninle tartışmaya girerek: "Bu, öncekilerin uydurma masallarından başka bir şey değildir" derler.
İçlerinden sana kulak verib de (okuduğun Kur'anı) dinleyenler vardır. Halbuki biz, onu iyice anlayabilmelerine mani olmak için yüreklerinin üstüne perdeler, kulaklarının içine de ağırlık koyduk. Onlar (istedikleri) her mu'cizeyi görseler yine ona inanmazlar. Hatta o küfredenler sana geldikleri zaman seninle çekişmiye kalkışarak: "Bu (Kur'an), eskilerin masallarından başka (bir şey) değildir der (ler).
İçlerinden seni dinleyenler vardır. Halbuki Biz, onu anlarlar diye, kalblerine örtüler, kulaklarına da ağrılık koyduk. Onlar her ayeti görseler de yine inanmazlar. Hatta sana geldiklerinde, seninle çekişirler. O küfredenler derler ki; Bu, eskilerin masallarından başka birşey değildir.
İçlerinden seni dinleyenler vardır. Biz onların kalpleri üzerine, anlamamaları için örtüler, kulaklarına da ağırlık koyduk. Her mucizeyi görseler de ona yine inanmazlar. Seninle tartışmak için sana geldiklerinde, o küfredenler derler ki: - Bu, öncekilerin masallarından başka bir şey değildir.
Onlardan seni Kur'an okurken dinleyenler de vardır. Fakat Biz onu layık olduğu şekilde anlamalarına mani olmak için, onların kalplerine kat kat örtüler gerdik. Kulaklarının içine de, gereği gibi işitmelerini engelleyen ağırlıklar koyduk. Artık onlar her türlü mucize ve belgeyi de görseler yine iman etmezler. O kadar ki yanına geldikleri zaman seninle münakaşaya girişerek "Bu, eskilerin masallarından başka bir şey değildir." derler.
Onlardan seni duyanlar vardır.. . Fakat biz, O'nu algılamalarına engel olması için kalplerinin (şuurlarının - anlayışlarının) üstüne perdeler, kulaklarının içine de (anlayışlarına) ağırlık koyduk! Ne kadar delil görseler yine de iman etmezler. . . Üstelik sana geldiklerinde seninle tartışan o hakikat inkarcıları şöyle derler: "Bu, öncekilerin masallarından başka bir şey değil!"
Onların bir kısmı seni dinler. Fakat, kalpleri üzerine anlamalarına engel olacak örtüler, kulaklarına da ağırlık koyarız. Her bir mucizeyi görseler de ona inanmazlar. Bundan ötürü sana geldiklerinde seninle tartışır ve inkarcılar, 'Bu ancak bir efsanedir,' der.
Onlardan seni dinleyenler* vardır; oysa onların kalplerine perde, kulaklarına ağırlık koyduk.* Onlar her türlü ayeti* görseler de yine de ona iman etmezler. Gerçeği yalanlayan nankörler sana geldiklerinde, "Bunlar ancak geçmişin masallarıdır." diye seninle tartışırlar.
And from them are those who listen to you; and We have made covers over their hearts to prevent them from understanding it, and a deafness in their ears; and if they see every sign they will not believe; even when they come to you they argue, those who reject Say: "This is nothing but the tales from the past!"
And among them are some who listen to thee, but We have placed upon their hearts coverings lest they should understand it, and in their ears deafness; and if they see every proof, they will not believe in it. When they have come to thee, they argue against thee, those who ignore warning, saying: “This is only legends of the former peoples.”
Some of them listen to you but We have placed covers on their hearts, preventing them from understanding it, and heaviness in their ears. Though they see every Sign, they still have no iman, so that when they come to you, disputing with you, those who are kafir say, ‘This is nothing but the myths of previous peoples!’
Some of them listen to you, but we place veils on their hearts to prevent them from understanding, and deafness in their ears. Thus, no matter what kind of proof they see, they cannot believe. Thus, when they come to argue with you, the disbelievers say, "These are tales from the past."
And from them are those who listen to you; and We have made covers over their hearts to prevent them from understanding it, and a deafness in their ears; and if they see every sign they will not believe; even when they come to you they argue, those who reject say: "This is nothing except fictional tales of old!"
Among them are those who listen to you; and We have made covers over their hearts to prevent them from understanding it, and deafness in their ears; and if they see every sign they will not acknowledge; even when they come to you they argue, those who reject say, "This is nothing but the tales from the past!"