Ya da o beldelerin halkı, gündüzün serin vaktinde dünya işleriyle oyalanırlarken azabımızın onlara gelmeyeceğinden emin mi oldular?
Ya da o ülke halkı, kuşluk vakti eğlenirlerken kendilerine azabımızın gelmeyeceğinden emin mi oldular?
Veya o şehirlerin halkı, eğlenirlerken kuşluk vakti kendilerine azabımızın gelmesinden güvende miydi!
Ülkelerin halkları, azabımızın gündüzün onlar oynarlarken kendilerine gelmeyeceğinden emin mi oldular?
Ya da o beldelerin halkı, gündüzün serin vaktinde dünya işleriyle oyalanırlarken azabımızın onlara gelmeyeceğinden emin mi oldular?
Yoksa böyle kentlerin ahalisinin, gündüzün* oyalanırken baskınımıza uğramayacaklarına güvenleri mi var?
Yoksa o kentlerin halkının, kuşluk zamanı onlar oyalanırken, cezamızın gelmeyeceğine ilişkin güvenceleri mi var?
Ya da, (sözkonusu) ülkelerin insanları azabımızın gündüz gözüyle onlar (hayat) oyununu oynarken ansızıp gelip çatmayacağından emin olabilirler miydi?
Yoksa o kentler halkının, bir kuşluk vakti oynayıp eğlenirken azabımızın yakalarına yapışmayacağına ilişkin bir garantileri mi vardı?
Ya da o ülkeler halkı, kuşluk vakti eğlenceye dalmışken, onlara zorlu azabımızın gelmeyeceğinden güvende miydiler?
Yine o köy, kasaba halkı, kuşluk vakti oynayıp eğlenirlerken kendilerine azabımızın gelivermeyeceğinden emin miydiler?
Yahut artık hangi toplumun insanları, azabımızın, güpegündüz onlar (dünyayla) oyalanıp dururken başlarına kopmayacağından emin olabilirler?
Ya da o memleketlerin halkları kuşluk vakti gülüp oynarken kendilerine azabımızın gelmesinden emin mi oldular?
Yine o köy kasaba ahalisi kuşluk vakti oynayıb eğlenib dururlarken kendilerine azabımızın gelivermiyeceğinden emin mi oldular?
Ya da (o) ülkelerin halkı, kuşluk vakti eğlenirlerken azabımızın onlara gelmeyeceğinden emin midirler?
Ya da o ülkeler ehli, kuşluk vakti eğlenceye dalmışken, onlara zorlu azabımızın gelmeyeceğinden güvencede (emin) miydiler?
Yoksa o memleketlerin ehalisi, kendileri güpegündüz oynarlarken, azabımızın onlara gelib çatmasından mı (korkmayıb) emin oldu (lar)?
Yoksa kasabaların halkı; kendileri, güpegündüz oynarlarken azabımızın onlara gelip çatmasından emin mi oldular?
(97-99) Ülkelerin halkı, azabımızın geceleyin, onlar uykuda iken başlarına gelmeyeceğinden emin midir? Ya da ülkelerin halkı azabımızın güpegündüz onlar eğlencede iken başlarına gelmeyeceğinden emin midir? Allah'ın tuzağından emin midirler? Allah'ın tuzağından mahvolmuş toplumdan başkası asla emin olmaz.
Yoksa onlar güpegündüz eğlenirlerken azabımızın kendilerine gelmesinden emin mi oldular?
Yoksa o bölgelerin halkları, kuşluk vakti oynaşıp eğlenirlerken, kendilerine azabımızın gelmeyeceğinden eminler mi?
Ülkelerin halkları, azabımızın gündüzün onlar oynarlarken kendilerine gelmeyeceğinden emin mi oldular?
Ya da o beldelerin halkı, gündüz vakti dünya işleriyle oyalanırlarken azabımızın onlara gelmeyeceğinden emin mi oldular?
Or are the people of the towns sure that Our punishment will not come to them during the late morning while they are playing
Or did the people of the cities feel secure from Our might coming upon them at midday while they played?
Or do the people of the cities feel secure against Our violent force coming down on them in the day while they are playing games?
Did the people of today's communities guarantee that our retribution will not come to them in the daytime while they play?
Or are the people of the towns sure that Our punishment will not come to them during the late morning while they are playing?
Or are the people of the towns sure that Our punishment will not come to them during the late morning while they are playing?