Allah: O'ndan başka ilah yoktur. O, sürekli diridir, koruyup gözetendir. O'nda ne bir dalgınlık olur ne de O'nu bir uyku tutar. Göklerde ve yerde olan her şey O'nundur. İzni olmaksızın O'nun katında şefaatte bulunabilecek kimmiş? Onların önlerinde ve arkalarında olan her şeyi bilir. Onlar, O'nun ilminden ancak dilediği kadarını kavrayabilirler. O'nun egemenliği yeri ve göğü kuşatmıştır. Bunları korumak O'na ağır gelmez. O, Çok Yüce ve Çok Güçlü'dür.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | allahu | Allah (ki) | |
2 | la | yoktur | |
3 | ilahe | tanrı | اله |
4 | illa | başka | |
5 | huve | O'ndan | |
6 | l-hayyu | daima diridir | حيي |
7 | l-kayyumu | koruyup yöneticidir | قوم |
8 | la | ||
9 | te'huzuhu | O'nu tutmaz | اخذ |
10 | sinetun | ne bir uyuklama | وسن |
11 | vela | ve ne de | |
12 | nevmun | bir uyku | نوم |
13 | lehu | O'nundur | |
14 | ma | ne | |
15 | fi | varsa | |
16 | s-semavati | göklerde | سمو |
17 | ve ma | ve ne | |
18 | fi | varsa | |
19 | l-erdi | yerde | ارض |
20 | men | kimdir | |
21 | za | ||
22 | llezi | ki | |
23 | yeşfeu | şefaat edebilir | شفع |
24 | indehu | kendisinin katında | عند |
25 | illa | dışında | |
26 | biiznihi | O'nun izni | اذن |
27 | yea'lemu | bilir | علم |
28 | ma | olanı | |
29 | beyne | بين | |
30 | eydihim | onların önünde | يدي |
31 | ve ma | ve olanı | |
32 | halfehum | arkalarında | خلف |
33 | ve la | ||
34 | yuhitune | kavrayamazlar | حوط |
35 | bişey'in | hiçbir şey | شيا |
36 | min | -nden | |
37 | ilmihi | O'nun ilmi- | علم |
38 | illa | dışında | |
39 | bima | şeyler | |
40 | şa'e | dilediği | شيا |
41 | vesia | kaplamıştır | وسع |
42 | kursiyyuhu | O'nun Kürsüsü | كرس |
43 | s-semavati | gökleri | سمو |
44 | vel'erde | ve yeri | ارض |
45 | ve la | ||
46 | yeuduhu | O'na ağır gelmez | اود |
47 | hifzuhuma | onları koru(yup gözet)mek | حفظ |
48 | ve huve | O | |
49 | l-aliyyu | yücedir | علو |
50 | l-azimu | büyüktür | عظم |
Allah'tan başka ilah yoktur; her zaman diridir; bütün varlıkların kendi kendine yeterli kaynağıdır. Ne uyuklama tutar O'nu, ne de uyku. Göklerde ve yerde ne varsa O'nundur. O'nun izni olmaksızın katında şefaat edebilecek olan kimdir? O, insanların gözlerinin önünde olanı da arkalarında olanı da bilir; O dilemedikçe insanlar O'nun ilminden hiçbir şey edinemez, hiçbir şey kavrayamazlar. O'nun sonsuz kudreti ve egemenliği gökleri ve yeri kaplar. Onların korunup desteklenmesi O'na ağır gelmez. Gerçekten yüce ve büyük olan yalnızca O'dur.
Allah (ki) O'ndan başka ilah yoktur. Diridir, hayatı elinde tutandır. Kendisini ne uyuklama tutar ne de uyku. Göklerde ve yerdekilerin hepsi yalnızca O'na aittir. İzni olmadan O'nun katında kim şefaat edebilir ki! Onların önlerindekini de arkalarındakini de bilir. (Bildirmeyi) dilediklerinin dışında (kimse) O'nun bilgisinden hiçbir şeyi kuşatamaz. O'nun egemenliği gökleri ve yeri kapsamıştır. Onları koruyup gözetmek kendisine zor gelmez. O yücedir, büyüktür.
ALLAH: O'ndan başka tanrı yoktur, Yaşayandır, Sürekli Gözetendir. Kendisini ne dalgınlık ne de uyuklama tutmaz. Göklerde ve yerde ne varsa O'nundur. İzni olmadan kim O'nun katında aracılık edebilir? Onların geçmişini ve geleceğini bilir. Dilediği miktar dışında O'nun bilgisinden hiçbir şeyi kavrayamazlar. Egemenliği gökleri ve yeri kapsamıştır. Onları düzen içinde korumak onu yormaz. O Yücedir, Büyüktür.
Allah: O'ndan başka ilah yoktur. O, sürekli diridir, koruyup gözetendir. O'nda ne bir dalgınlık olur ne de O'nu bir uyku tutar. Göklerde ve yerde olan her şey O'nundur. İzni olmaksızın O'nun katında şefaatte bulunabilecek kimmiş? Onların önlerinde ve arkalarında olan her şeyi bilir. Onlar, O'nun ilminden ancak dilediği kadarını kavrayabilirler. O'nun egemenliği yeri ve göğü kuşatmıştır. Bunları korumak O'na ağır gelmez. O, Çok Yüce ve Çok Güçlü'dür.
O, Allah'tır. O'ndan başka ilah yoktur. Diridir, sürekli işinin başındadır. O'nu ne uyuklama tutar ne de uyku! Göklerde ve yerde olan her şey O'nundur. O'nun izni olmadan huzurunda şefaati (birinin yanında olmayı) kim göze alabilir? Onların önlerinde olanı da arkalarında kalanı da O bilir. Onlar, O'nun bilgisinden izin verdiği kadarı dışında bir şey kavrayamazlar. Hakimiyeti, gökleri de kapsar yeri de. Bu ikisini korumak O'na ağır gelmez. O yücedir, büyüktür.
"Allah! O'ndan başka Tanrı yoktur. Yaşayan ve Sonsuzdur; Her Şeyin Kaynağı ve Dayanağıdır. O'nun, aymazlığı da uykusu da olmaz. Göklerde olan her şey ve yeryüzünde olan her şey, O'nun malıdır. O'nun izni olmadıkça, O'nun katında, kim ara buluculuk yapabilir? Onların yaptıklarını ve yapacaklarını bilir. O'nun bilgisinden, dilediği kadarının dışında, hiçbir şeyi kavrayamazlar. O'nun, her şeyi kuşatan egemenliği, gökleri ve yeryüzünü kaplayıp kuşatmıştır. Onları koruyup gözetmek, O'na zor gelmez. O, Yücedir; Büyüklüğü Sınırsızdır!"
Allah, kendisinden başka ilah olmayan, mutlak diri, hayatın ve varlığın kaynağı ve dayanağıdır; ne gaflet basar O'nu, ne de uyku. Göklerde ve yerde olan her bir şey O'nundur: O'nun izni olmaksızın katında şefaat edecek olan kimmiş bakayım? O, kullarının önünde-açıkta olan şeyleri de, ardında-gizli olan şeyleri de bilir; oysa onlar, O dilemedikçe O'nun ilminden hiç bir şey kavrayamazlar. O'nun sonsuz kudret ve otoritesi gökleri ve yeri kaplamıştır; üstelik onları görüp gözetmek O'na güç gelmez: zira yüce ve azametli olan yalnızca O'dur.
Allah'tan başka ilah yok. Hayy'dır O, sürekli diridir; Kayyum'dur O, kudretin kaynağıdır. Ne gaflet yaklaşır O'na ne kendinden geçme ne de uyku. Göklerde ne var, yerde ne varsa yalnız O'nun dur. O'nun huzurunda, bizzat O'nun izni olmadıkça, kim şefaat edebilir! O, insanların önden gönderdiklerini de bilir, arkada bıraktıklarını da!... İnsanlar O'nun bilgisinden, bizzat kendisinin dilediği dışında, hiç bir şeyi kavrayıp kuşatamazlar. O'nun kürsüsü, gökleri ve yeri çepeçevre kuşatmıştır. Göklerin ve yerin korunması O'na hiç de zor gelmez. Aliy'dir O, yüceliği sınırsızdır; Azim'dir O, büyüklüğü sınırsızdır.
Allah... O'ndan başka ilah yoktur. Diridir, kaimdir. O'nu uyuklama ve uyku tutmaz. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur. İzni olmaksızın O'nun katında şefaatte bulunacak kimdir? O, önlerindekini ve arkalarındakini bilir. (Onlar ise) Dilediği kadarının dışında, O'nun ilminden hiç birşeyi kavrayıp kuşatamazlar. O'nun kürsüsü, bütün gökleri ve yeri kaplayıp kuşatmıştır. Onların korunması O'na güç gelmez. O, pek yücedir, pek büyüktür.
Allah'dan başka hiç bir tanrı yoktur. O, daima yaşayan, daima duran, bütün varlıkları ayakta tutandır. O'nu ne gaflet basar, ne de uyur. Göklerdeki ve yerdeki herşey O'nundur. O'nun izni olmadan huzurunda şefaat etmek kimin haddine! Onların önlerinde ve arkalarında ne varsa hepsini bilir. Onlar ise, O'nun dilediği kadarından başka ilminden hiçbir şey kavrayamazlar. O'nun hükümdarlığı, bütün gökleri ve yeri kucaklamıştır. Her ikisini görüp gözetmek, ona bir ağırlık da vermez. O, çok ulu ve çok büyüktür.
Allah -O'ndan başka ilah yoktur-; Her zaman diridir, bütün varlıkların kendi kendine yeterli yegane kaynağıdır. Ne uyuklama tutar O'nu, ne de uyku. Yeryüzünde ve göklerde ne varsa O'nundur. O'nun izni olmaksızın nezdinde şefaat edebilecek olan kimdir? O, insanların gözlerinin önünde olanı da, onlardan gizli tutulanı da bilir; oysa O dilemedikçe insanlar O'nun ilminden hiçbir şey edinemez, hiçbir şey kavrayamazlar. O'nun sonsuz kudreti ve egemenliği gökleri ve yeri kaplar ve onların korunup desteklenmesi O'na ağır gelmez. Gerçekten yüce ve büyük olan yalnızca O'dur.
Allah, kendisinden başka hiçbir ilah olmayandır. Diridir, kayyumdur. O'nu ne bir uyuklama tutabilir, ne de bir uyku. Göklerdeki her şey, yerdeki her şey O'nundur. İzni olmaksızın O'nun katında şefaatte bulunacak kimdir? O, kulların önlerindekileri ve arkalarındakileri (yaptıklarını ve yapacaklarını) bilir. Onlar O'nun ilminden, kendisinin dilediği kadarından başka bir şey kavrayamazlar. O'nun kürsüsü, bütün gökleri ve yeri kaplayıp kuşatmıştır. (O, göklere, yere, bütün evrene hükmetmektedir.) Gökleri ve yeri koruyup gözetmek O'na güç gelmez. O, yücedir, büyüktür.
Allah, başka tanrı yok ancak o, daima yaşıyan, daima duran tutan hayy-ü kayyum o, ne gaflet basar onu ne uyku, göklerdeki ve yerdeki hep onun, kimin haddine ki onun izni olmaksızın huzurunda şafaat edecek? Onların önlerinde ne var arkalarında ne var hepsini bilir, onlar ise onun dilediği kadarından başka ilm-i ilahisinden hiç bir şey kavrıyamazlar, onun kürsisi bütün gökleri ve yeri kucaklamıştır. Her ikisini görüb gözetmek ona bir ağırlık da vermez. O öyle ulu, öyle büyük azametlidir.
Allah, ki O'ndan başka tanrı yoktur, daima diri ve yaratıklarını koruyup yöneticidir. Kendisini ne bir uyuklama, ne de uyku tutmaz. Göklerde ve yerde olanların hepsi O'nundur. O'nun izni olmadan kendisinin katında kim şefaat edebilir? Onların önlerinde ve arkalarında olanı bilir. O'nun ilminden, ancak kendisinin dilediği kadarından başka bir şey kavrayamazlar. O'nun Kürsüsü, gökleri ve yeri kaplamıştır (O yüce padişah, göklere, yere, bütün kainata hükmetmektedir). Onları koru(yup gözet)mek, kendisine ağır gelmez. O yücedir, büyüktür.
Tanrı... O'ndan başka tanrı yoktur. Diridir, kaimdir. O'nu uyuklama ve uyku tutmaz. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur. İzni olmaksızın O'nun katında şefaatte bulunacak kimdir? O, önlerindekini ve arkalarındakini bilir. (Onlar ise) Dilediği kadarının dışında, O'nun ilminden hiç birşeyi kavrayıp kuşatamazlar. O'nun kürsüsü bütün gökleri ve yeri kaplayıp kuşatmıştır. Onların korunması O'na güç gelmez. O, pek yücedir, pek büyüktür.
Allah (o Allahdır ki) kendinden başka hiç bir Tanrı yokdur. (O, zati, ezeli ve ebedi hayaat ile) diridir (baakıydir). Zatiyle ve kemaliyle kaaimdir. (Yaratdıklarının heran tedbir-ü hıfzında yegane haakimdir, her şey onunla kaaimdir). Onu ne bir uyuklama tutabilir, ne de bir uyku. Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi onun. Onun izni olmadıkça nezdinde şefaat edecek kim miş. O (yaratdıklarının) önlerindekini, arkalarındakini, (yapdıklarını, yapacaklarını, bildiklerini, bilmediklerini, açıkladıklarını, gizlediklerini, dünyalarını, ahiretlerini, hülasa her şey'ini, her şey'ini) bilir. (Mahlukatı) onun ilminden yalnız kendisinin dilediğinden başka hiç bir şey'i (kaabil değil) kavrayamazlar. Onun kürsüsü gökleri ve yeri (kucaklamışdır, o kadar) vasi'dir. Bunların nigehbanlığı Ona ağır da gelmez. O, çok yüce, çok büyükdür.
Allah O'ndan başka hiçbir ilah yoktur. Hayy ve Kayyum'dur. O'nu dalgınlık ve uyku tutmaz. Göklerde ve yerde olanların hepsi de O'nundur. O'nun izni olmadan katında şefaat edecek kimdir? Önlerinde ve arkalarında ne varsa bilir. Dilediği kadarından başka O'nun ilminden hiçbir şey kavrayamazlar. Kürsi'si gökleri ve yeri kaplamıştır. Onları koruyup gözetmek O'na ağırlık vermez. O, öyle ulu, öyle yücedir.
Allah, O'ndan başka ilah yoktur. Diri (hayat sahibi) ve yaratıklarının üzerinde gözeticidir. O'nu bir uyuklama ve uyku tutmaz. Göklerde ve yerde olanların hepsi O'nundur. O'nun izni olmadan yanında kim şefaat edebilir? Önlerinde ve arkalarında olanı bilir. O'nun ilminden -dilediği kadarı hariç- hiçbir şey kavrayamazlar. O'nun otoritesi, gökleri ve yeri kaplamıştır. Onları koruyup gözetmek O'na asla ağır gelmez. O, çok yücedir, çok büyüktür.
Allah o İlahtır ki Kendisinden başka ilah yoktur. Haydır, kayyumdur kendisini ne bir uyuklama, ne uyku tutamaz. Göklerde ve yerde ne varsa O'nundur. İzni olmadan huzurunda şefaat etmek kimin haddine? Yarattığı mahlukların önünde ardında ne var, hepsini bilir. Mahluklar ise O'nun dilediğinden başka, ilminden hiçbir şey kavrayamazlar. O'nun kürsüsü gökleri ve yeri kaplamıştır. Gökleri ve yeri koruyup gözetmek O'na ağır gelmez, O öyle ulu, öyle büyüktür.
Allah O, tanrı yoktur sadece HU! Hayy ve Kayyum (yegane hayat olan ve her şeyi kendi isimlerinin anlamı ile ilminde oluşturan - devam ettiren); O'nda ne uyuklama (alemlerden bir an için olsun ayrılık), ne de uyku (yaratılmışları kendi haline bırakıp kendi Zati dünyasına çekilme) söz konusudur. Semalarda ve arzda (alemlerdeki tümel ilim ve fiiller boyutunda) ne varsa hepsi O'nundur. Nefsinin hakikati olan Esma mertebesinden açığa çıkan kuvve olmaksızın (biiznihi) O'nun indinde kim şefaat edebilir.. . Bilir onların yaşadıkları boyutu ve algılayamadıkları alemleri. . . O'nun dilemesi (elvermiş olması) olmadıkça ilminden bir şey ihata edilemez. Kürsüsü (hükümranlık ve tasarrufu {rububiyeti}) semaları ve arzı kapsamıştır. Onları muhafaza etmek O'na ağır gelmez. O Aliy (sınırsız yüce) ve Aziym'dir (sonsuz azamet sahibi).
ALLAH: O'ndan başka tanrı yoktur, Yaşayandır, Sonsuzdur. Kendisini ne dalgınlık ne de uyuklama tutmaz. Göklerde ve yerde ne varsa O'nundur. İzni olmadan kim O'nun katında aracılık edebilir? Onların geçmişini ve geleceğini bilir. Dilediği miktar dışında O'nun bilgisinden hiç bir şeyi kavrayamazlar. Egemenliği gökleri ve yeri kapsamıştır. Onları düzen içinde korumak onu yormaz. O Yücedir, Büyüktür.
Allah: O'ndan başka ilah yoktur. O, sürekli diridir, koruyup gözetendir. O'nda ne bir dalgınlık olur, ne de O'nu bir uyuklama tutar. Göklerde ve yerde olan her şey O'nundur. İzni olmaksızın O'nun katında şefaatte bulunabilecek kimmiş? Onların önlerinde ve arkalarında olan her şeyi bilir. Onlar, O'nun ilminden ancak dilediği kadarını kavrayabilirler. O'nun egemenliği yeri ve göğü kuşatmıştır. Bunları korumak O'na ağır gelmez. O, Çok Yüce ve Çok Güçlü'dür.
God, there is no god but He, the Living, the Sustainer. No slumber or sleep overtakes Him; to Him belongs all that is in heavens and in the Earth. Who will intercede with Him except by His leave He knows their present and their future, and they do not have any of His knowledge except for what He wishes. His throne encompasses all of the heavens and the Earth and it is easy for Him to preserve them. He is the High, the Great.
God, there is no god save He, the Living, the Eternal. Neither slumber nor sleep overtakes Him; to Him belongs what is in the heavens and what is in the earth — who will intercede with Him save by His leave? He knows what is before them and what is after them, and they encompass not anything of His knowledge save what He wills. His Throne overspreads the heavens and the earth, and the preservation thereof wearies Him not; and He is the Exalted, the Great.
Allah, there is no god but Him, the Living, the Self-Sustaining. He is not subject to drowsiness or sleep. Everything in the heavens and the earth belongs to Him. Who can intercede with Him except by His permission? He knows what is before them and what is behind them but they cannot grasp any of His knowledge save what He wills. His Footstool encompasses the heavens and the earth and their preservation does not tire Him. He is the Most High, the Magnificent.
GOD: there is no other god besides Him, the Living, the Eternal. Never a moment of unawareness or slumber overtakes Him. To Him belongs everything in the heavens and everything on earth. Who could intercede with Him, except in accordance with His will? He knows their past, and their future. No one attains any knowledge, except as He wills. His dominion encompasses the heavens and the earth, and ruling them never burdens Him. He is the Most High, the Great.
God, there is no god except He, the Living, the Sustainer. No slumber or sleep overtakes Him; to Him belongs all that is in the heavens and the earth. Who will intercede with Him except with His permission? He knows their present and their future, and they do not have any of His knowledge except for what He wishes. His Throne encompasses all of the heavens and the earth and it is easy for Him to preserve them. He is the Most High, the Great.
God, there is no god but He, the Living, the Sustainer. No slumber or sleep overtakes Him; to Him belongs all that is in the heavens and in the earth. Who will intercede with Him except by His leave? He knows their present and their future, and they do not have any of His knowledge except for what He wishes. His throne encompasses all of the heavens and the earth and it is easy for Him to preserve them. He is the High, the Great.