Azabın kendilerine geleceği gün ile insanları uyar. O zaman kendilerine haksızlık yapanlar: "Rabb'imiz! Bize biraz daha süre ver de Senin çağrını kabul edelim ve resullere uyalım." diyecekler. Allah da: "Daha önce sizin için bir tükenişin, inişe geçişin olmadığına yemin edenler sizler değil miydiniz?" diyecek.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | ve enziri | ve uyar | نذر |
2 | n-nase | insanları | نوس |
3 | yevme | güne (karşı) | يوم |
4 | ye'tihimu | kendilerine geleceği | اتي |
5 | l-azabu | azabın | عذب |
6 | feyekulu | ve diyecekleri | قول |
7 | ellezine | ||
8 | zelemu | zalimlerin | ظلم |
9 | rabbena | Rabbimiz | ربب |
10 | ehhirna | bizi ertele | اخر |
11 | ila | -ye kadar | |
12 | ecelin | bir süre- | اجل |
13 | karibin | yakın | قرب |
14 | nucib | gelelim | جوب |
15 | dea'veteke | senin çağrına | دعو |
16 | ve nettebii | ve uyalım | تبع |
17 | r-rusule | elçilere | رسل |
18 | evelem | ||
19 | tekunu | etmemiş miydiniz? | كون |
20 | eksemtum | yemininizi | قسم |
21 | min | ||
22 | kablu | önceden | قبل |
23 | ma | olmadığına | |
24 | lekum | sizin için | |
25 | min | hiçbir | |
26 | zevalin | zeval | زول |
Kendilerine azabın geleceği güne karşı insanları uyar ki, zalimler,"Ey Rabbimiz!" derler, "Bizi yakın bir süreye kadar ertele de senin çağrına uyalım, peygamberlere tabi olalım!"Peki önceden, sizin için son olmadığına yemin etmemiş miydiniz?
Kendilerine azabın geleceği, bu yüzden zalimlerin "Rabbimiz! Yakın bir süreye kadar bizi ertele (bize süre ver)* de senin davetine icabet edelim ve elçilere uyalım!" diyecekleri gün hakkında insanları uyar! (Onlara şöyle denecek:) "Daha önce, sizin için bir yok oluş olmadığına yemin etmemiş miydiniz?
Halkı, azabın kendilerine geleceği gün konusunda uyar. Zalimler, "Efendimiz bizi yakın bir süreye kadar ertele de senin çağrına katılalım ve elçilere uyalım" diyecekler. Oysa daha önce siz, sonunuzun gelmeyeceğine yemin etmemiş miydiniz?
Azabın kendilerine geleceği gün ile insanları uyar. O zaman kendilerine haksızlık* yapanlar: "Rabb'imiz! Bize biraz daha süre ver de Senin çağrını kabul edelim ve resullere uyalım." diyecekler. Allah da: "Daha önce sizin için bir tükenişin, inişe geçişin olmadığına yemin edenler sizler değil miydiniz?" diyecek.
Sen insanları, o azabın geleceği günle ilgili olarak uyar. Yanlışlar içinde olan o kimseler, şöyle diyeceklerdir: "Rabbimiz! Kısa bir süreliğine bizi geri gönder de çağrına olumlu karşılık verelim ve elçilere uyalım." Onlara denir ki "Bizim düzenimiz bozulmaz diye daha önce yemin edenler siz değil miydiniz?"
Cezanın kendilerine geleceği gün hakkında insanları uyar. Haksızlık yapanlar, şöyle diyecekler: "Efendimiz! Yakın bir süreye dek bizi ertele; Senin çağrına karşılık verelim ve elçilerin izinden gidelim!" Oysa daha önce, sonunuzun gelmeyeceğine yemin edenler siz değil miydiniz?
Bu yüzden, başlarına azabın geleceği gün için insanları uyar. Zalimler (o gün) diyecekler ki: "Rabbimiz! Bize kısa bir süre daha tanı da, senin çağrına katılalım ve elçilere tabi olalım!" (Onlara denilecek ki): "Ne oldu? Daha önceki (hayatta), sizin için herhangi bir tükenişin olamayacağına yemin edip durmuyor muydunuz?
İnsanları, azabın kendilerine ulaşacağı gün konusunda uyar. O gün, zalimler şöyle derler: "Ey Rabbimiz! Bizi yakın bir süreye kadar geri bırak da çağrına cevap verip resullere uyalım." Daha önce siz, kendiniz için çöküş ve bitiş yoktur diye yemin etmediniz mi?
Azabın kendilerine geleceği gün (ile) insanları uyarıp korkut ki, (o gün) zulmedenler, şöyle diyecekler: "Bizi yakın bir süreye kadar ertele ki, Senin çağrına cevap verelim ve elçilere uyalım." Oysa daha önce, kendiniz için hiç zeval yoktur diye and içenler, sizler değil miydiniz?
O azabın geleceği günü korkutarak haber ver! O zulmedenler o zaman diyecekler ki: "Ey Rabbimiz, yakın bir zamana kadar bize mühlet ver de davetine uyalım ve peygamberlerin izince gidelim!" Ama daha önce yemin etmemiş miydiniz, sizin için zeval yok diye?
Bunun içindir ki, insanları, azabın başlarına geleceği Gün için uyar; o Gün ki, zulmedenler: "Ey Rabbimiz!" derler, "Bize kısa bir süre daha ver ki Senin çağrına icabet edelim; Senin elçilerine uyup peşlerinden gidelim!" (Fakat Allah da onlara:) "Siz bir vakitler kıyamet gibi, ceza gibi bir şeyin sizin için sözkonusu olmadığına yemin edip durmuyor muydunuz?" (diye karşılık verecektir).
(Ey Muhammed!) İnsanları, kendilerine azabın geleceği gün ile uyar. Zira o gün zalimler, "Ey Rabbimiz! Yakın bir süreye kadar bizi ertele de senin çağrına uyalım ve peygamberlerin izinden gidelim" diyecekler. Onlara şöyle denilecek: "Daha önce siz, sonunuzun gelmeyeceğine yemin etmemiş miydiniz?"
Hem inzar ile haber ver insanlara o azabın geleceği günü, o vakıt diyecek ki o zulmedenler yarabbena! Bizi yakın bir ecele te'hır buyur, da'vetine icabet edelim ve Peygamberlerin izince gidelim, hani ya bundan evvel yemin etmiş değil miydiniz: Sizin için zeval yoktu ya?
İnsanları, kendilerine azabın geleceği şu güne karşı uyar ki, zalimler: "Rabbimiz, derler, bizi yakın bir süreye kadar ertele de senin çağrına gelelim, elçilere uyalım!" "Peki, önceden sizin için hiç zeval olmadığına (sürekli yaşayacağınıza) yemin etmemiş miydiniz?"
Azabın kendilerine geleceği gün (ile) insanları uyarıp korkut ki (o gün) zulmedenler şöyle diyecekler: "Bizi yakın bir ecele kadar ertele ki, senin çağrına cevap verelim ve elçilere uyalım." Oysa daha önce, kendiniz için hiç zeval yoktur diye and içenler sizler değil miydiniz?
İnsanlara o azabın kendilerine geleceği günün, tehlikesini anlat ki (o gün) o zaalimler: "Ey Rabbimiz, bizi yakın bir müddete kadar gecikdir de Senin da'vetine icabet edelim, peygamberlere tabi olalım" diyecek (ler) dir. Halbuki daha evvel siz (dünyada) kendinize "hiç bir zeval yokdur" diye yemin etmediniz miydi?
İnsanları, kendilerine azabın geleceği gün ile uyar. Zulmedenler derler ki: Rabbımız; bizi, yakın bir müddete kadar tehir et, davetine uyalım ve peygamberlere tabi olalım. Siz daha önce de sonunuzun gelmeyeceğine yemin etmemiş miydiniz?
İnsanları, kendilerine azabın geleceği gün ile uyar. Zulmedenler: -Rabbimiz! Bizi yakın bir süreye kadar ertele de çağrına uyalım, peygamberlere tabi olalım, derler. Siz daha önce, sonunuzun gelmeyeceğine yemin etmemiş miydiniz?!
Hem, azabın geleceği günü hatırlatarak insanları uyar!O gün zalimler: "Ey bizim Rabbimiz! diyecekler, ne olur, bize kısa bir süre ver de senin çağrına uyma imkanı bulalım ve peygamberlerin izince gidelim."Peki, daha önce hiç zeval bulmayıp sürekli yaşayacağınıza dair yemin eden siz değil miydiniz?
Kendilerine azabın (ölümün - hazır olmayan için sonsuz azabın başlangıcı) geleceği süreç hakkında insanları uyar! O süreçte zalim olanlar şöyle der: "Rabbimiz, kısa bir süre daha ömür ver, davetine icabet edelim ve Rasullerine tabi olalım".. . Önceden, sizin için böyle bir son olmayacağına yemin etmemiş miydiniz?
Halkı, azabın kendilerine geleceği gün konusunda uyar. Zalimler, 'Rabbimiz bizi yakın bir süreye kadar ertele de senin çağrına katılalım ve elçilere uyalım,' diyecekler. Oysa daha önce siz, sonunuzun gelmeyeceğine yemin etmemiş miydiniz?
Azabın kendilerine geleceği gün ile insanları uyar. O zaman kendilerine haksızlık* yapanlar: "Rabb'imiz! Bize biraz daha süre ver de Senin çağrını kabul edelim ve rasullere uyalım." diyecekler. Allah da: "Daha önce sizin için bir tükenişin, inişe geçişin olmadığına yemin edenler sizler değil miydiniz? diyecek.
And warn mankind of the Day when the retribution will come to them, and those who were wicked will Say: "Our Lord, delay this for us until a short time, and we will heed your call and follow the messengers!" Did you not swear before this that you would last forever
And warn thou mankind of a day the punishment will come upon them, and those who did wrong will say: “Our Lord: delay Thou us for a short term: we will respond to Thy call and follow the messengers.” — “Did you not swear before that there would be no end for you?
Warn mankind of the Day when the punishment will reach them. Those who did wrong will say, ‘Our Lord, reprieve us for a short time. We will respond to Your call and follow the Messengers.’ ‘But did you not swear to Me before that you would never meet your downfall,
You shall warn the people of the day when the retribution comes to them. Those who transgressed will say, "Our Lord, give us one more respite. We will then respond to Your call and follow the messengers." Did you not swear in the past that you will last forever?
Andwarn the people of the Day when the retribution will come to them, and those who have been wicked will say: "Our Lord, delay this for us until a short time, and we will heed your call and follow the messengers!" Did you not swear before this that you would last forever?
Warn the people of the day when the retribution will come to them, and those who were wicked will say, "Our Lord, delay this for us until a short time, and we will respond to Your call and follow the messengers!" Did you not swear before this that you would last forever?