"Veya altından bir evin olmalı, ya da göğe yükselmelisin. Çıksan dahi, bize oradan okuyacağımız bir kitap indirmedikçe senin yükselişine asla inanmayız. De ki: "Benim Rabb'im noksanlıklardan arıdır. Ben, bir beşer ve resulden başka bir şey miyim ki?"
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | ev | yahut | |
2 | yekune | olmalı | كون |
3 | leke | senin | |
4 | beytun | bir evin | بيت |
5 | min | ||
6 | zuhrufin | altından | زخرف |
7 | ev | ya da | |
8 | terka | çıkmalısın | رقي |
9 | fi | ||
10 | s-semai | göğe | سمو |
11 | velen | ama asla | |
12 | nu'mine | inanmayız | امن |
13 | lirukiyyike | senin (göğe) çıkmana | رقي |
14 | hatta | ||
15 | tunezzile | indirmedikçe | نزل |
16 | aleyna | üzerimize | |
17 | kitaben | bir Kitap | كتب |
18 | nekra'uhu | okuyacağımız | قرا |
19 | kul | de ki | قول |
20 | subhane | şanı yücedir | سبح |
21 | rabbi | Rabbimin | ربب |
22 | hel | miyim? | |
23 | kuntu | ben | كون |
24 | illa | başka bir şey | |
25 | beşeran | bir insan(dan) | بشر |
26 | rasulen | elçi ol(arak gönderil)en | رسل |
"Ya da altından bir evin olmalı veya göğe çıkmalısın. Bize, okuyacağımız bir kitap indirmediğin sürece göğe çıktığına da asla inanmayız." De ki: "Rabbimi tenzih ederim. Ben, sadece beşer bir peygamberim."
Veya altından bir evin (köşkün) oluncaya ya da göğe yükselinceye kadar (sana inanmayacağız)! Bize, okuyacağımız bir kitap indirinceye kadar (göğe) yükselmene de asla inanmayacağız!" De ki: "Rabbim yücedir. Ben insan bir elçiden başka neyim ki!"
"Ya da altın bir evin olmalı veya göğe yükselmelisin. Yükselsen bile okuyacağımız bir kitabı üzerimize indirmedikçe onu onaylamayız." De ki: "Efendim yücedir. Ben elçi olan bir insandan başka bir şey miyim ki!"
"Veya altından bir evin olmalı, ya da göğe yükselmelisin. Çıksan dahi, bize oradan okuyacağımız bir kitap indirmedikçe senin yükselişine asla inanmayız. De ki: "Benim Rabb'im noksanlıklardan arıdır. Ben, bir beşer ve resulden başka bir şey miyim ki?"
Altından yapılmış bir evin olsa yahut gökyüzüne çıksan? Bize okuyacağımız bir kitap indirmedikçe çıktığına da inanacak değiliz ya." De ki "Rabbime boyun eğerim; ben elçi olan bir beşerden başka neyim ki?
Veya "Altından yapılmış bir evin olmalı!" veya "Gökyüzüne yükselmelisin; okuyacağımız bir kitap indirmedikçe yükselmene de inanmayız!" De ki: "Benim Efendim, tüm yakıştırmalardan ayrıktır. Ben, elçi olan bir insanoğlundan başka bir şey miyim?"
Veyahut da senin altından bir köşkün olmalı ya da semaya çıkmalısın; fakat semaya çıkman durumunda (dahi) oradan bize okuyacağımız bir kitap indirmedikçe yine de sana inanmayacağız." De ki: "Kudret ve yüceliğinde sınır bulunmayan sadece Rabbimdir; ben, fani bir elçiden başka neyim ki?"
"Yahut altından bir evin olmalı, yahut göğe yükselmelisin. Ancak senin göğe çıktığına, okuyacağımız bir kitabı bize indireceğin zamana kadar, asla inanmayız!" De ki: "Rabbimin şanı yücedir. Ben, insan bir resulden başka neyim ki?"
"Yahut altından bir evin olmalı veya gökyüzüne yükselmelisin. Üzerimize bizim okuyabileceğimiz bir kitap indirinceye kadar senin yükselişine de inanmayız." De ki: "Rabbimi yüceltirim; ben, elçi olan bir beşerden başkası mıyım?"
veyahut altından bir evin olsun ya da gökyüzüne çıkasın; ona çıktığına da asla inanmayız; ta ki bize okuyacağımız bir mektup indiresin!" De ki: "Rabbimin şanı yücedir, ben sadece beşer olan bir peygamberim."
yahut altından (yapılmış) bir evin olmadıkça; yahut göğe yükselmedikçe -kaldı ki göğe yükselmene dahi, bize (oradan, kendi gözlerimizle) okuyabileceğimiz bir kitap getirmedikçe- inanmayız ya!" (Ey peygamber) de ki: "Kudret ve yüceliğinde sınırsız olan Rabbimdir! Ben ölümlü bir elçiden başka biri miyim ki?"
(90-93) Dediler ki: "Yerden bize bir pınar fışkırtmadıkça; yahut senin hurmalardan, üzümlerden oluşan bir bahçen olup, aralarından şarıl şarıl ırmaklar akıtmadıkça; yahut iddia ettiğin gibi, gökyüzünü üzerimize parça parça düşürmedikçe; yahut Allah'ı ve melekleri karşımıza getirmedikçe; yahut altından bir evin olmadıkça; ya da göğe çıkmadıkça sana asla inanmayacağız. Bize gökten okuyacağımız bir kitap indirmedikçe göğe çıktığına da inanacak değiliz." De ki: "Rabbimi tenzih ederim. Ben ancak resul olarak gönderilen bir beşerim."
Yahud senin altından bir evin olsun, Yahud Semaya çıkasın, ona çıktığına da asla inanmayız ta ki üzerimize okuyacağımız bir mektub indiresin, de ki: sübhanallah ben ancak beşer bir Resulüm
"Yahut altundan bir evin olmalı, ya da göğe çıkmalısın. Ama, sen üzerimize, okuyacağımız bir Kitap indirmedikçe senin sadece göğe çıkmana da inanmayız!" De ki: "Rabbimin şanı yücedir. (Böyle şeyleri yapmak benim işim değildir). Ben, sadece elçi ol(arak gönderil)en bir insan değil miyim?"
"Yahut altından bir evin olmalı veya gökyüzüne yükselmelisin. Üzerimize bizim okuyabileceğimiz bir kitap indirinceye kadar senin yükselişine de inanmayız" De ki: "Rabbimi yüceltirim; ben elçi olan bir beşerden başkası mıyım?"
"Yahud altından bir evin olsun, yahud semaya çıkasın. Ona çıkdığına da asla inanmayız a! Taki üstümüze okuyacağımız bir kitab indiresin"! (Şöyle) de: "Rabbimin şaanı yücedir. Ben (Allahın) resul (ü) bir beşerden başkası mıyım ki"?
Yahut da altundan bir evin olsun veya göğe yükselesin. Oradan bize okuyacağımız bir kitab indirilinceye kadar, senin yükselmene de inanmayacağız. De ki: Tenzih ederim Rabbımı. Ben, peygamber olarak gönderilmiş bir beşerden başkası değilim.
-Veya altından bir evin olmalı ya da göğe yükselmelisin oradan bize okuyacağımız bir kitap getirmedikçe yine de sana inanmayacağız. De ki: -Rabbimi tenzih ederim, ben elçi olan bir insandan başka bir şey miyim?
Yok, yok! Bu da yetmez, senin altundan bir evin olmalı yahut göğe çıkmalısın.(Ama unutma!) Sen bize oradan dönerken okuyacağımız bir kitap indirmedikçe yine de senin oraya çıktığına inanmayız ha!" De ki: "Fe Sübhanallah! Ben sadece elçi olan bir insandan başka ne olabilirim ki?."
"Yahut senin altından bir evin olmalı ya da semada uçmalısın.. . (Ayrıca) senin göğe uçmana da biz asla iman etmeyiz; ta ki, kendisini okuyacağımız bir yazılı madde kitabı gökten bizim üzerimize indirinceye kadar!". . . De ki: "Subhan'dır Rabbim! Rasul bir beşerden başka neyim ki?"
'Ya da altın bir evin olmalı, veya göğe yükselmelisin. Yükselsen bile okuyacağımız bir kitabı üzerimize indirmedikçe ona inanmayız.' De ki: 'Rabbim yücedir. Ben elçi olan bir insandan başka bir şey miyim ki.'
Veya altından bir evin olmalı, ya da göğe yükselmelisin. Çıksan dahi, bize oradan okuyacağımız bir kitap indirmedikçe senin yükselişine asla inanmayız. De ki: "Benim Rabb'im noksanlıklardan arıdır. Ben, bir beşer ve rasulden başka bir şey miyim ki?"
"Or that you have a luxurious mansion, or that you can ascend into the heavens. And we will not believe in your ascension unless you bring for us a record that we can study." Say: "Glory be to my Lord. Am I anything other than a human messenger!"
“Or thou have a house of finery, or thou ascend into the sky; and we will not believe thy ascension until thou bring down upon us a writ we may read.” Say thou: “Glory be to my Lord! Am I anything save a mortal messenger!”
or possess a house built out of gleaming gold; or ascend up into heaven – and even then we will not believe in your ascent unless you bring us down a book to read!’ Say: ‘Glory be to my Lord! Am I anything but a human messenger?’
"Or unless you own a luxurious mansion, or unless you climb into the sky. Even if you do climb, we will not believe unless you bring a book that we can read." Say, "Glory be to my Lord. Am I any more than a human messenger?",
"Or that you have a luxurious home, or that you can ascend into the heavens. And we will not believe in your ascension unless you bring for us a book that we can read." Say: "Glory be to my Lord. Am I anything other than a human messenger!"
"Or that you have a luxurious mansion, or that you can ascend into the heavens. We will not acknowledge your ascension unless you bring for us a book that we can study." Say, "Glory be to my Lord. Am I anything other than a human messenger!"