İşte o elçiler ki her birine farklı lütuflarda bulunduk. Allah, onların kimisi ile konuşmuş, kimisinin de derecelerini yükseltmiştir. Meryem oğlu İsa'ya beyyineler verdik ve onu Kudus'un Ruhu ile destekledik. Allah dileseydi, onlardan sonra gelenler, bunca açık kanıttan sonra birbirleriyle savaşmazlardı. Yalnız onlar ihtilafa düştüler; onlardan kimisi iman etti, yine onlardan kimisi de inkar etti. Eğer Allah dileseydi birbirleriyle savaşmazlardı. Ancak, Allah neyi dilerse onu yapar.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | tilke | işte o | |
2 | r-rusulu | elçiler ki | رسل |
3 | feddelna | üstün kıldık | فضل |
4 | bea'dehum | kimini | بعض |
5 | ala | karşı | |
6 | bea'din | kimine | بعض |
7 | minhum | onlardan | |
8 | men | kimine | |
9 | kelleme | konuştu | كلم |
10 | llahu | Allah | |
11 | ve rafea | ve yükseltti | رفع |
12 | bea'dehum | kimini de | بعض |
13 | deracatin | derecelerle | درج |
14 | ve ateyna | ve verdik | اتي |
15 | iysa | Îsa'ya | |
16 | bne | oğlu | بني |
17 | meryeme | Meryem | |
18 | l-beyyinati | açık deliller | بين |
19 | ve eyyednahu | ve onu destekledik | ايد |
20 | biruhi | Ruh ile | روح |
21 | l-kudusi | Kudüs | قدس |
22 | velev | ve eğer | |
23 | şa'e | dileseydi | شيا |
24 | llahu | Allah | |
25 | ma | ||
26 | ktetele | öldürmezlerdi | قتل |
27 | ellezine | kimseleri (milletleri) | |
28 | min | ||
29 | bea'dihim | onların arkasından gelen | بعد |
30 | min | ||
31 | bea'di | sonra | بعد |
32 | ma | ||
33 | ca'ethumu | gelmiş olduktan | جيا |
34 | l-beyyinatu | açık deliller | بين |
35 | velakini | fakat | |
36 | htelefu | anlaşmazlığa düştüler | خلف |
37 | feminhum | onlardan | |
38 | men | kimileri | |
39 | amene | inandı | امن |
40 | ve minhum | ve onlardan | |
41 | men | kimi de | |
42 | kefera | inkar etti | كفر |
43 | velev | eğer | |
44 | şa'e | dileseydi | شيا |
45 | llahu | Allah | |
46 | ma | ||
47 | ktetelu | birbirlerini öldürmezlerdi | قتل |
48 | velakinne | ama | |
49 | llahe | Allah | |
50 | yef'alu | yapar | فعل |
51 | ma | şeyi | |
52 | yuridu | dilediği | رود |
O peygamberlerin bir kısmını bir kısmına üstün kıldık. Allah onlardan bir kısmıyla konuşmuş, bazılarını derece derece yükseltmiştir. Meryem oğlu İsa'ya da mucizeler verdik ve onu Ruhulkudüs/Cebrail ile güçlendirdik. Allah dileseydi, o peygamberlerden sonra gelen milletler, kendilerine açık deliller geldikten sonra birbirleriyle savaşmazlardı. Fakat onlar ihtilafa düştüler de bazıları iman etti, bazıları da inkar etti. Allah dileseydi onlar savaşamazlardı; lakin Allah dilediğini yapar.
İşte şu elçilerin bir kısmını bir kısmına (farklı oldukları noktalarda) üstün kılmıştık.* Allah onlardan bir kısmına konuşmuş, bazılarını da derecelerini yükseltmiştir. (Nitekim) Meryem oğlu İsa'ya da apaçık deliller vermiş ve onu Kutsal Ruh (Cebrail) ile desteklemiştik. Allah dileseydi (Allah'ın dileğine uysalardı) onlardan sonra gelen milletler, kendilerine apaçık deliller geldikten sonra birbirleriyle savaşmazlardı. Fakat onlar ayrılığa düştüler; içlerinden kimi iman etti, kimi de inkâr etti. Allah dileseydi (Allah'ın dileğine uysalardı) onlar savaşmazlardı fakat (her şekilde) Allah dilediğini yapar.*
O elçilerin bazısına diğerlerinden daha fazla lütufta bulunduk. Örneğin, kimileriyle ALLAH konuştu, kimilerini de derecelerle yükseltti. Meryem oğlu İsa'ya apaçık deliller verdik ve onu Kutsal Ruh ile destekledik. ALLAH dileseydi, onların ardından gelenler kendilerine apaçık deliller geldikten sonra birbirleriyle kavga etmezlerdi. Fakat anlaşmazlığa düştüler. Kimisi onayladı, kimisi inkar etti. ALLAH dileseydi birbirleriyle savaşmazlardı. Fakat, ALLAH dilediğini yapar.*
İşte o elçiler ki her birine farklı lütuflarda bulunduk. Allah, onların kimisi ile konuşmuş, kimisinin de derecelerini yükseltmiştir. Meryem oğlu İsa'ya beyyineler* verdik ve onu Kudus'un Ruhu* ile destekledik. Allah dileseydi, onlardan sonra gelenler, bunca açık kanıttan sonra birbirleriyle savaşmazlardı. Yalnız onlar ihtilafa düştüler; onlardan kimisi iman etti, yine onlardan kimisi de inkar etti. Eğer Allah dileseydi birbirleriyle savaşmazlardı. Ancak, Allah neyi dilerse onu yapar.
Allah, bu elçilerden kimini kimine üstün kıldı. Kimiyle konuştu, kimini birkaç basamak yükseltti. Meryem oğlu İsa'ya da açık belgeler verdi ve onu Kutsal Ruh ile destekledi.* Allah, tercihi (insanlara bırakmayıp) kendi yapsaydı, sonrakiler o açık deliller geldikten sonra birbirleriyle savaşamazlardı. Ama ayrılığa düştüler; kimi inanıp güvendi, kimi ayetleri görmezlikten geldi (kafir oldu). Tercihi Allah yapsaydı, birbirleriyle savaşamazlardı. Ama Allah dilediğini yapar.*
İşte, o elçilerin bir bölümünü, diğerlerine üstün yaptık. Allah, Onlardan kimiyle konuştu; kimini de konumlarla yükseltti. Meryem Oğlu İsa'ya, açık kanıtlar verdik ve Onu Kutsal Ruh ile destekledik. Oysa Allah dileseydi, onlardan sonra gelenler, kendilerine açık kanıtlar geldikten sonra birbirlerini öldürmezlerdi. Fakat uyuşmazlığa düştüler; kimi inandı, kimi de inkar etti. Oysa Allah dileseydi, birbirlerini öldürmezlerdi. Fakat Allah, dilediğini yapar.
Söz konusu elçilerden her birine diğerinden farklı meziyetler bahşettik. Onlardan kimisiyle Allah konuşmuş, kimisini de yüce mertebelere çıkarmıştır. Meryem oğlu İsa'ya da hakikatin apaçık belgelerini verdik ve onu mukaddes ruh ile destekledik. Eğer Allah dileseydi, onların ardından gelenler, kendilerine hakikatin apaçık belgeleri geldikten sonra birbirlerinin kanına girmezlerdi. Ne ki onlar ihtilafa düştüler; onlardan kimi inandı, kimi de inkar etti. Eğer Allah dileseydi birbirlerinin kanına girmezlerdi, fakat Allah dilediğini yapar.
İşte resuller! Biz onların bazısını bazısına üstün kılmışızdır. Allah, onlardan bazısıyla konuşmuştur. Bazılarını da derecelerle yüceltmiştir. Meryem oğlu İsa'ya açık ayetler verdik ve onu Ruhulkudüs'le güçlendirdik. Allah dileseydi, onların ardından gelenler, açık-seçik mesajlar kendilerine ulaştıktan sonra birbirlerini öldürmezlerdi. Ancak tartışmaya girdiler de içlerinden bazısı iman etti, bazısı küfre saptı. Allah dileseydi birbirlerini öldürmezlerdi. Ne var ki, Allah dilediğini yapıyor.
İşte bu elçiler; bir kısmını bir kısmına üstün kıldık. Onlardan, Allah'ın kendileriyle konuştuğu ve derecelerle yükselttiği vardır. Meryem oğlu İsa'ya apaçık belgeler verdik ve O'nu Ruhu'l-Kudüs'le destekledik. Şayet Allah dileseydi, kendilerine apaçık belgeler geldikten sonra, onların peşinden gelen (ümmet)ler, birbirlerini öldürmezdi. Ancak ihtilafa düştüler; onlardan kimi inandı, kimi inkar etti. Allah dileseydi birbirlerini öldürmezlerdi. Ama Allah dilediğini yapandır.
Biz, o işaret edilen peygamberlerden kimini kiminden üstün kıldık. İçlerinden kimi ile Allah konuştu, kimini de daha yüksek derecelere çıkardı. Meryem oğlu İsa'ya da o açık delilleri ve mucizeleri verdik ve kendisini Cebrail ile destekledik. Eğer Allah dileseydi, onlardan sonraki milletler kendilerine o açık deliller geldikten sonra birbirlerinin kanına girmezlerdi. Fakat anlaşmazlığa düştüler, kimi inandı, kimi inkar etti. Yine Allah dileseydi, birbirlerinin kanına girmezlerdi. Ne varki Allah, dilediğini yapar.
Bu elçilerin bazılarına diğerlerinden daha fazla meziyetler bahşettik: İçlerinden kimi ile Allah (bizzat) konuşmuş, kimini de daha üst derecelere yükseltmiştir. Biz, Meryem oğlu İsa'ya hakikatin tüm kanıtlarını bahşettik ve o'nu kutsal ilham ile destekledik. Ve eğer Allah dileseydi, o (elçiler)den sonra gelenler, kendilerine hakikatin bütün kanıtları geldikten sonra birbirleriyle çatışmazlardı; ancak (vaki olduğu üzere) onlar karşıt görüşlere kapıldılar ve bazıları imana ererken diğerleri hakikati inkara yöneldi. Buna rağmen Allah dileseydi, birbirleriyle çatışmazlardı. Ama Allah dilediğini yapar.
İşte peygamberler! Biz, onların bir kısmını bir kısmına üstün kıldık. İçlerinden, Allah'ın konuştukları vardır. Bir kısmının da derecelerini yükseltmiştir. Meryem oğlu İsa'ya ise açık deliller verdik ve onu Ruhu'l-Kudüs (Cebrail) ile destekledik. Eğer Allah dileseydi, bunların arkasından gelen (millet)ler, kendilerine apaçık deliller geldikten sonra, birbirlerini öldürmezlerdi. Fakat ayrılığa düştüler. Onlardan inananlar da vardı, inkar edenler de. Yine Allah dileseydi, birbirlerini öldürmezlerdi. Lakin Allah dilediğini yapar.
O işaret olunan Resuller, biz onların bazısını bazısından efdal kıldık, içlerinden kimi var Allah kelamına Kelim etti, bazısını da derecelerle daha yükseklere çıkardı, Meryemin oğlu İsaya da o beyyineleri verdik ve kendisini Ruhul'kudüs ile te'yid eyledik, eğer Allah dilese idi bunların arkasındaki ümmetler, kendilerine o beyyineler geldikten sonra birbirlerinin kanına girmezlerdi, ve lakin ıhtilafa düştüler kimi iman etti kimi küfür, yine Allah dilese idi birbirlerinin kanına girmezlerdi ve lakin Allah ne isterse yapar
İşte o elçilerden kimini kiminden üstün kıldık. Allah onlardan kimine konuştu, kimini de derecelerle yükseltti. Meryem oğlu İsa'ya da açık deliller verdik ve onu Ruh'ül-Kudüs ile destekledik. Allah dileseydi onların arkasından gelen milletler, kendilerine açık deliller gelmiş olduktan sonra birbirlerini öldürmezlerdi. Fakat anlaşmazlığa düştüler, onlardan kimi inandı, kimi de inkar etti. Allah dileseydi, birbirlerini öldürmezlerdi. Ama Allah dilediğini yapar.
İşte bu elçiler; bir kısmını bir kısmına üstün kıldık. Onlardan Tanrı'nın kendileriyle konuştuğu ve derecelerle yükselttiği vardır. Meryem oğlu İsa'ya apaçık belgeler verdik ve O'nu Ruhul'l-Kudüs ile destekledik. Şayet Tanrı dileseydi, kendilerine apaçık belgeler geldikten sonra, onların peşinden gelen (ümmet)ler birbirlerini öldürmezdi. Ancak, ihtilafa düştüler; onlardan kimi inandı, kimi küfretti. Tanrı dileseydi birbirlerini öldürmezlerdi. Ama Tanrı dilediğini yapandır.
(Bu surede zikredilen) o peygamberler (yok mu?) biz onların kimine kiminden üstün meziyyetler verdik. Allah onlardan biri ile söyleşmiş, birini de birçok derecelerle yükseltmişdir. Meryem'in oğlu İsa'ya o beyyineleri (açık ayetleri, burhanları, mu'cizeleri) biz verdik ve onu Ruhul kuds (Cebrail) ile destekledik. Eğer Allah dileseydi onların arkasındaki (ümmet) ler, kendilerine o apaçık bürhanlar geldikten sonra, birbirini öldürmez (ler) di. Fakat ihtilafa düşdüler. Binnetice onlardan kimi iman etdi, kimi küfre sapdı. Eğer Allah dileseydi birbirini öldürmezlerdi. Şu var ki Allah ne dilerse yapar.
Şu peygamberler onlardan kimini kiminden üstün kıldık. Allah, onlardan kimiyle söyleşmiş, kimini de derecelerle yükseltmiştir. Meryem oğlu İsa'ya da açık deliller verdik. Ve onu Ruh'ul-Kudüs ile destekledik. Eğer Allah dilesydi; onların arkasındakiler; kendilerine apaçık deliller geldikten sonra birbirlerini öldürmezlerdi. Fakat ihtilafa düştüler, sonra onlardan kimi inandı, kimi de inkar etti. Allah dileseydi; birbirlerini öldürmezlerdi. Ancak Allah, istediğini yapar.
İşte, bu peygamberlerdir ki biz, onların bir kısmını bir kısmından üstün kıldık. Allah, onlardan bir kısmıyla konuşmuş ve bir kısmının da derecelerini yükseltmiştir. Meryem oğlu İsa'ya da açık belgeler verdik ve O'nu Ruhu'l- Kudüs ile destekledik. Allah dilemiş olsaydı, kendilerine açık belgeler geldikten sonra o peygamberlerin ardından gelenler birbirlerini öldürmezlerdi. Fakat, onlar ihtilafa düşüp bir kısmı iman etti, bir kısmı da kafir oldu. Allah dileseydi birbirlerini öldürmezlerdi. Fakat, Allah, dilediğini yapar.
Biz, o peygamberlerin kimini kimine üstün kıldık. Allah onlardan bazısına hitap buyurdu, bazısını birçok derecelerle yükseltti. Meryem'in oğlu İsa'ya da o açık belgeleri, mucizeleri verdik ve onu Ruhulkudüs ile destekledik. Eğer Allah dileseydi, onların peşlerinden gelenler kendilerine açık delillerin gelmesine rağmen, birbirleriyle savaşmazlardı. Lakin ihtilafa düştüler de onlardan bir kısmı iman, bir kısmı ise inkar etti. Şayet Allah dileseydi onlar birbirleri ile savaşmazlardı, lakin şu var ki Allah dilediği her şeyi yapar.
İşte o Rasullerden bazısını bazısından daha üst özellikli kıldık. Onlardan kimi Allah kelamına muhatap oldu, kimini de derecelerle daha yükseltti. Meryemoğlu İsa'ya da açık deliller verdik, varlığında açığa çıkan Ruh-ül Kuds (kutsal kuvveler) ile teyit ettik.. . Eğer Allah dileseydi, onlardan sonraki toplumlar kendilerine açık deliller ulaştığı halde birbirlerini öldürmezdi. Fakat fikir ayrılığına düştüler, kimi iman etti kimi de inkar etti. Eğer Allah dilemiş olsaydı birbirlerini öldürmezlerdi. . . Ne var ki Allah dilediğini yapar.
O elçilerin bazısına diğerlerinden daha fazla lütufta bulunduk. Örneğin, kimileriyle ALLAH konuştu, kimilerini de derecelerle yükseltti. Meryem oğlu İsa'ya apaçık deliller verdik ve onu Kutsal Ruh ile destekledik. ALLAH dileseydi, onların ardından gelenler kendilerine apaçık deliller geldikten sonra birbirleriyle kavga etmezlerdi. Fakat anlaşmazlığa düştüler. Kimisi inandı, kimisi inkar etti. ALLAH dileseydi birbirleriyle savaşmazlardı. Fakat, ALLAH dilediğini yapar.
İşte o elçiler ki herbirine farklı lütuflarda bulunduk. Allah, onların kimisi ile konuşmuş, kimisinin de derecelerini yükseltmiştir. Meryem oğlu İsa'ya beyyineler* verdik ve onu Ruhu'l-Kudüs* ile destekledik. Allah dileseydi, onlardan sonra gelenler, bunca açık kanıttan sonra birbirleriyle savaşmazlardı. Yalnız onlar ihtilafa düştüler; onlardan kimisi iman etti, yine onlardan kimisi de inkar etti. Eğer Allah dileseydi birbirleriyle savaşmazlardı. Ancak, Allah neyi dilerse onu yapar.
Such messengers, We have preferred some over others; some of them talked to God, and He raised some of them in rank, and We gave Jesus son of Mary the proofs and We supported him with the holy spirit. And had God wished, the people after them would not have fought after the proofs had come to them, but they disputed, some of them believed and some of them disbelieved. Had God wished they would not have fought, but God does whatever He wishes.
Those messengers: We gave preference to some of them over others; among them were those to whom God spoke, and He raised some of them in degree. And We gave Jesus, son of Mary the clear signs, and We strengthened him with the Spirit of Holiness. And had God willed, there would not have fought one another those after them after the clear signs had come to them; but they differed, and some of them believed, and some of them denied; and had God willed, they would not have fought one another; but God does what He wills.
These Messengers: We favoured some of them over others. Allah spoke directly to some of them and raised up some of them in rank. We gave Clear Signs to ‘Isa, son of Maryam, and reinforced him with the Purest Ruh. If Allah had willed, those who came after them would not have fought each other after the Clear Signs came to them, but they differed. Among them there are those who have iman and among them there are those who are kafir. If Allah had willed, they would not have fought each other. But Allah does whatever He desires.
These messengers; we blessed some of them more than others. For example, GOD spoke to one, and we raised some of them to higher ranks. And we gave Jesus, son of Mary, profound miracles and supported him with the Holy Spirit. Had GOD willed, their followers would not have fought with each other, after the clear proofs had come to them. Instead, they disputed among themselves; some of them believed, and some disbelieved. Had GOD willed, they would not have fought. Everything is in accordance with GOD's will.
Such messengers, We have preferred some over others; some of them talked to God, and He raised some of them in rank, and We gave Jesus, son of Mary, the clear proofs and We supported him with the Holy Spirit. And had God wished, the people after them would not have fought after the proofs had come to them, but they disputed, some of them believed and some of them rejected. If God had wished they would not have fought, but God does what He pleases.
Such messengers, We have preferred some to others; some of them talked to God, and He raised some of them in ranks, and We gave Jesus son of Mary the proofs and We supported him with the Holy Spirit. Had God wished, the people after them would not have fought after the proofs had come to them, but they disputed, some of them acknowledged and some of them did not appreciate. Had God wished they would not have fought, but God does whatever He wishes.