"O halde biz de sana, senin sihrine benzer bir sihirle karşılık vereceğiz. Şimdi üzerinde birlikte anlaşacağımız uygun bir yer ve zaman belirle."
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | felene'tiyenneke | biz de mutlaka sana getireceğiz | اتي |
2 | bisihrin | bir büyü | سحر |
3 | mislihi | onun benzeri | مثل |
4 | fec'al | tayin et | جعل |
5 | beynena | bizimle | بين |
6 | ve beyneke | sizin aranızda | بين |
7 | mev'iden | buluşma zamanı | وعد |
8 | la | asla | |
9 | nuhlifuhu | caymayacağımız | خلف |
10 | nehnu | bizim | |
11 | ve la | ne de | |
12 | ente | senin | |
13 | mekanen | bir yer olsun | كون |
14 | suven | uygun | سوي |
"Biz de kesinlikle sana benzeri bir büyü getireceğiz. Bizim de sizin de anlaşacağımız uygun bir yerde buluşmamız için bir vakit belirle!" dediler.
Biz de sana, aynen onun gibi bir büyü yapacağız. Seninle bizim aramızda, senin de bizim de muhalefet etmeyeceğimiz uygun bir yerde buluşma zamanı ayarla!
"Biz de sana benzer bir büyü göstereceğiz. Her iki taraf için de uygun olan yerde ne senin ne de bizim caymayacağımız bir randevu zamanı belirle."
"O halde biz de sana, senin sihrine benzer bir sihirle karşılık vereceğiz. Şimdi üzerinde birlikte anlaşacağımız uygun bir yer ve zaman belirle."
Biz de senin büyün gibi bir büyüyle geleceğiz. Bizimle karşılaşman için aramızda bir gün belirle; ne senin, ne de bizim caymayacağımız uygun bir yerde olsun."
"Madem öyle, onun tıpkısı bir büyüyü, kesinlikle sana getireceğiz. Şimdi, bizim ve senin için uygun olan bir buluşma zamanı ve yeri belirle!"
Fakat şunu da bil ki biz de sana, benzer bir sihirle karşılık vereceğiz. Haydi, şimdi bizimle senin aranda kamuya açık bir mekanda, iki tarafın da cayamayacağı bir buluşma zamanı tayin et!"
"Seninki gibi bir büyü, biz de mutlaka sana getireceğiz. Seninle bizim aramızda öyle bir buluşma yeri ve zamanı belirle ki, ne biz cayalım ne de sen. Herkese uygun bir yer olsun."
"Madem böyle, biz de sana buna benzer bir sihirle geleceğiz; şimdi sen, bir 'buluşma zamanı ve yeri' tesbit et, bizim de, senin de karşı olamayacağımız açık, geniş bir yer olsun" dedi.
O halde bilmiş ol ki, biz de sana onun gibi bir sihir yapacağız. Şimdi sen, seninle aramızda bir buluşma yeri ve zamanı belirle ki, ne senin ne de bizim caymayacağımız denk bir yer olsun!" dedi.
Madem öyle, biz de sana mutlaka bunun gibi bir sihirle karşılık vereceğiz! O halde şimdi, aramızda, uygun bir yerde -katılmaktan bizim de, senin de caymayacağımız- bir buluşma günü tayin et!"
"Biz de mutlaka sana karşı onun gibi bir sihir yapacağız. Bunun için seninle bizim aramızda; uygun bir yerde, senin de, bizim de caymayacağımız bir buluşma vakti belirle."
O halde bilmiş ol ki biz de onun gibi bir sihir sana yapacağız, şimdi sen, seninle aramızda bir miad ta'yin et ki ne senin ne bizim hulf etmiyeceğimiz denk bir mahal olsun.
"Biz de mutlaka sana o(se)nin (büyün) gibi bir büyü getireceğiz. Sen şimdi seninle bizim aramızda bir buluşma zamanı ve yeri tayin et; ne senin, ne de bizim caymayacağımız uygun bir yer olsun."
"Madem böyle, biz de sana buna benzer bir sihirle geleceğiz; şimdi sen, bir 'buluşma zamanı ve yeri' tesbit et, bizim de, senin de karşı olamayacağımız açık, geniş bir yer olsun" dedi.
"Şimdi biz de sana onun (senin sihrin) gibi bir sihir yapacağız, şimdi sen kendinle bizim aramızda bir buluşma yeri ve vakti ta'yin et ki ne senin, ne bizim caymayacağımız düz (geniş) bir yer olsun" dedi.
Şimdi biz de seninkine benzer bir sihir göstereceğiz sana. Bizimle senin aranda bir buluşma zamanı ve yeri tayin et ki; sen de, biz de düz bir yerde bulunalım, caymayalım.
Biz de sana, seninkine benzer bir sihir göstereceğiz. Bizimle senin aranda bir buluşma vakti ve yeri belirle de bizim de senin de caymayacağımız bir yer olsun.
(57-58) "Sen," dedi, "sihirdeki maharetinle bizi yerimizden yurdumuzdan çıkarmak için mi geldin ey Musa!" "O halde bilmiş ol ki biz de seninki gibi bir sihirle karşı koyacağız." "Şimdi sen, bizim de senin de caymayacağımız uygun bir buluşma vakti tayin et, düz, geniş bir alanda karşılaşalım!"
"Sendekinin benzeri bir sihri, biz de sana getireceğiz.. . Aramızda bir buluşma zamanı belirle ki, ikimiz de ona uyalım. . . Düzgün bir mekanda buluşalım. "
'Biz de sana benzer bir büyü göstereceğiz. Her iki taraf için de uygun olan yerde ne senin ne de bizim caymayacağımız bir randevu zamanı belirle. '
O halde biz de sana, senin sihrine benzer bir sihirle karşılık vereceğiz. Şimdi üzerinde birlikte anlaşacağımız bir yer ve zaman belirle.
"We will bring you a magic like it, so let us make an appointment between us and you which neither of us will break, a place where we both agree. "
“Then will we bring thee sorcery the like thereof; so make thou an appointment between us and thee, which neither we nor thou shall fail to keep — an equal place.”
We will bring you magic to match it. So fix a time between us and you which neither we nor you will fail to keep at a place where we can meet halfway.’
"We will surely show you similar magic. Therefore, set an appointment that neither we, nor you will violate; in a neutral place."
"We will bring you a magic like it, so let us make an appointment between us and you which neither of us will break, a place where we both agree."
"We will bring you a magic like it, so let us make an appointment between us and you which neither of us will break, a place where we both agree."