Onun ölümünü gerçekleştirdiğimiz zaman; ölümünü, "minsee"yi kemiren "debbetularz"dan başka bir şey ortaya çıkarmadı. Yere kapandığında ortaya çıktı ki; cinler o gaybı bilselerdi, o alçaltıcı azap içinde kalmazlardı.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | felemma | zaman | |
2 | kadeyna | hükmettiğimiz | قضي |
3 | aleyhi | onun | |
4 | l-mevte | ölümüne | موت |
5 | ma | ||
6 | dellehum | göstermedi | دلل |
7 | ala | ||
8 | mevtihi | onun öldüğünü | موت |
9 | illa | başkası | |
10 | dabbetu | bir kurdundan | دبب |
11 | l-erdi | yer (ağaç) | ارض |
12 | te'kulu | yiyen | اكل |
13 | minseetehu | değneğini | نسا |
14 | felemma | ne zaman ki | |
15 | harra | yıkıldı | خرر |
16 | tebeyyeneti | anlaşıldı ki | بين |
17 | l-cinnu | cinler | جنن |
18 | en | ||
19 | lev | eğer | |
20 | kanu | idi | كون |
21 | yea'lemune | bilseler | علم |
22 | l-gaybe | gaybı | غيب |
23 | ma | ||
24 | lebisu | kalmazlardı | لبث |
25 | fi | içinde | |
26 | l-azabi | azab | عذب |
27 | l-muhini | küçük düşürücü | هون |
Süleyman'ın ölümüne hükmedince, cinlere onun ölümünü ancak değneğini yiyen ağaç kurdu gösterdi. Süleyman yıkılınca anlaşıldı ki, eğer cinler gaybı bilselerdi, o alçaltıcı/ağır işte çalışmayı sürdürmezlerdi.
(Süleyman'ın) ölümüne hükmettiğimiz zaman, onun öldüğünü ancak bastonunu kemiren bir ağaç kurdu göstermişti.* (Süleyman) yıkılınca, ortaya çıktı ki cinler gaybı (bilinemeyeni) bilselerdi,* o küçük düşürücü azap içinde kalmazlardı.
Ölümüne hükmettiğimiz zaman, onlara onun ölmüş olduğunu, ancak değneğini yiyen bir yer yaratığı gösterdi. Yıkıldığı zaman cinler gerçeği gördü: Görülmeyeni bilselerdi o küçültücü zor işe devam etmezlerdi.
Onun ölümünü gerçekleştirdiğimiz zaman; ölümünü, "minsee"yi* kemiren "debbetularz"dan* başka bir şey ortaya çıkarmadı. Yere kapandığında ortaya çıktı ki; cinler o gaybı* bilselerdi, o alçaltıcı azap* içinde kalmazlardı.
Süleyman'ın ölümünü gerçekleştirdiğimizde, düşmesini engelleyen şeyi (minsee*), kemiren bir kara hayvanı*, onun öldüğünü ortaya çıkardı. Süleyman düşünce anlaşıldı ki, eğer cinler gaybı* bileselerdi o aşağılayıcı azap içinde kalmayı sürdürmezlerdi.
Onun ölümüne yargı verdiğimiz zaman, değneğini kemiren ağaç kurdu, öldüğünü belli etti. Sonunda yere yıkıldıktan sonra, açıkça anlaşıldı ki, cinler gizli gerçekleri bilmiş olsalardı, aşağılayıcı bir durumda beklemezlerdi.
(Süleyman'ın görkemli iktidarına rağmen) bir zaman geldi ölüm hakkındaki yasamız ona da hükmetti; bastonunu kemiren ağaç kurdu olmasaydı, öldüğünü onlara bildiren bir delil asla olmayacaktı; nihayet (baston kırılıp) Süleyman devrilince, (bir gerçek) anlaşılmış oldu: eğer cinler gaybı bilmiş olsalardı, o küçük düşürücü cezaya katlanmalarına gerek kalmazdı.
Sonunda, Süleyman için ölüm hükmünü verdiğimizde, onun ölümünü, değneğini yiyen dabbetül arzdan/ağaç kurtçuğundan başkası onlara göstermedi. Süleyman yere yığılınca, açıkça anlaşıldı ki, eğer cinler gaybı bilmiş olsalardı, o alçaltıcı azap içinde bekleyip durmazlardı.
Böylece onun (Süleymanın) ölümüne karar verdiğimiz zaman, ölümünü, onlara, asasını yemekte olan bir ağaç kurdundan başkası haber vermedi. Artık o, yere yıkılıp düşünce, açıkca ortaya çıktı ki, şayet cinler gaybı bilmiş olsalardı böylesine aşağılanıcı bir azab içinde kalıp yaşamazlardı.
Sonra onun ölümüne hükmettiğimizde onlara onun ölümünü sezdiren olmadı, yalnız bir güve (böceği) dayandığı asasını yiyordu. Bu sebeple yere yıkıldığında besbelli oldu ki, eğer cinler gaybı bilselerdi, o horlayıcı azap içinde bekleyip durmazlardı.
(Süleyman da ölümü elbet tadacaktı; fakat) Biz o'nun ölümüne hükmettiğimiz zaman, asasını kemiren kurttan başka öldüğünü gösteren bir işaret yoktu. Ve Süleyman devrilince açıkça ortaya çıktı ki, (o'nun emrindeki) görünmeyen varlıklar, kavrayışlarının ötesindeki gerçekliği bilmiş olsalardı o aşağılayıcı (hizmetçilik) azabı içinde (sıkıntıyla) yaşamaya devam etmezlerdi.
Süleyman'ın ölümüne hükmettiğimiz zaman, onun ölümünü onlara ancak değneğini yemekte olan bir kurt gösterdi. Süleyman'ın cesedi yıkılınca cinler anladılar ki, eğer gaybı bilmiş olsalardı aşağılayıcı azap içinde kalmamış olacaklardı.
Sonra vakta ki ona ölümü hukmettik, onlara onun ölümünü sezdiren olmadı, yalnız bir güve böceği (Arza) dayandığı asasını yiyordu, bu sebeble yıkıldığı zaman tebeyyün etti ki Cinler eğer gaybi bilir olsalar o zilleti azab içinde bekleyib durmazlardı
(Süleyman'ın) Ölümüne hükmettiğimiz zaman, onun öldüğünü, ancak değneğini yiyen bir ağaç kurdu gösterdi. (Kurdun yemesiyle değnek çürüyüp de ona dayalı duran Süleyman) Yıkılınca (onun öldüğü anlaşıldı ve) anlaşıldı ki eğer cinler gaybı bilselerdi, o küçük düşürücü azab içinde kalmazlardı.
Böylece onun (Süleyman'ın) ölümüne karar verdiğimiz zaman, ölümünü, onlara, asasını yemekte olan bir ağaç kurdundan başkası haber vermedi. Artık o, yere yıkılıp düşünce, açıkca ortaya çıktı ki, şayet cinler gaybı bilmiş olsalardı böylesine aşağılayıcı bir azab içinde kalıp yaşamazlardı.
Sonra biz ona ölüm hükmünü infaz edince (dayandığı) asaasını yemekde olan ağaç kurdundan başka bir şey bunun ölümünü onlara göstermedi. Bu suretle yere kapanıb yıkıldığı zaman besbelli oldu ki eğer cinler ğaybı bilmiş olsalardı öyle horlayıcı bir azab içinde kalıb durmazlardı.
Onun ölümüne hükmettiğimiz zaman; ölümünü onlara ancak değneğini yiyen canlı farkettirdi. Yere düşünce ortaya çıktı ki; eğer onlar gaybı bilselerdi, horlayıcı azab içinde kalmazlardı.
Süleyman'ın ölümünü takdir ettiğimiz zaman, onun ölümünü ancak değneğini kemiren bir kurt gösterdi. Yere yıkılınca, cinlerin gaybı (görülmeyeni) bilmedikleri ortaya çıktı. Böyle olmasaydı kendilerini alçaltan azap içinde kalmazlardı.
Süleyman'ın ölüm fermanını çıkarmamızdan sonra, cinler ve çevresindekiler onun öldüğünü, ancak dayandığı asasını bir ağaç kurdunun yemesi sonucunda, kendisinin yere yıkılmasından sonra anlayabildiler. O, yere düşünce cinler kesin olarak anladılar ki şayet gaybı bilmiş olsalardı kendilerini zelil ve perişan eden angarya işlerde devam edip gitmezlerdi.
Ona (Süleyman'a) ölümü (tatmasını) hükmettiğimizde, Onun asasını yiyen kurtçuktan başkası onlara (cinlere) gerçeği fark ettirmedi! Nihayet (asa çürüyüp) yıkıldığında, cine (ifrit türüne) fark ettirdi (ölümünü) ki; eğer (onlar) gayblarını bilenler olsaydılar, alçaltıcı azap içinde kalmazlardı.
Ölümüne hükmettiğimiz zaman, onlara onun ölmüş olduğunu, ancak değneğini yiyen bir yer yaratığı gösterdi. Yıkıldığı zaman cinler gerçeği farketti: Görülmeyeni bilselerdi o küçültücü zor işe devam etmezlerdi.
Onun ölümünü gerçekleştirdiğimiz zaman; ölümünü, değneğini yiyen "debbetulard"dan* başka bir şey ortaya çıkarmadı. Yere kapandığında ortaya çıktı ki; cinler* o gaybı* bilselerdi, o alçaltıcı azap* içinde kalmazlardı.
Then, when We decreed death for him, nothing informed them of his death until a worm kept eating from his staff, so when he fell down, the Jinn realised that if they had known the unseen, they would not have remained in the humiliating retribution.
And when We decreed death for him, there indicated his death to them only a creature of the earth eating at his staff. But when he fell down, it became clear to the domini that had they but known the Unseen, they would not have tarried in the humiliating punishment.
Then when We decreed that he should die, nothing divulged his death to them except the worm which ate his staff; so that when he fell down it was made clear to the jinn that if they had truly had knowledge of the Unseen they need not have stayed there suffering humiliating punishment.
When the appointed time for his death came, they had no clue that he had died. Not until one of the animals tried to eat his staff, and he fell down, did the jinns realized that he was dead. They thus realized that if they really knew the unseen, they would have stopped working so hard as soon as he died.
Then, when We decreed death for him, nothing informed them of his death until a worm kept eating from his staff, so when he fell down, the Jinn realized that if they had known the unseen, they would not have remained in the humiliating retribution.
Then, when We decreed death for him, nothing informed them of his death until a worm kept eating from his staff, so when he fell down, the Jinn realized that if they had known the unseen, they would not have remained in the humiliating retribution.