İki deniz bir değildir. Biri lezzetlidir, tatlıdır. Susuzluğu gideren içimi rahat olandır. Diğeri tuzlu ve acıdır. Her ikisinden de taze et yersiniz. Ve her ikisinden de kullandığınız süs eşyası çıkarırsınız. O'nun lütfundan rızık aramanız için, onu yararak giden gemileri görürsün. Umulur ki şükredersiniz.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | ve ma | ve olmaz | |
2 | yestevi | eşit | سوي |
3 | l-behrani | iki deniz | بحر |
4 | haza | şu | |
5 | azbun | tatlıdır | عذب |
6 | furatun | susuzluğu keser | فرت |
7 | saigun | (boğazdan) kayar | سوغ |
8 | şerabuhu | içimi | شرب |
9 | ve haza | şu da | |
10 | milhun | tuzludur | ملح |
11 | ucacun | acıdır | اجج |
12 | ve min | ve | |
13 | kullin | hepsinden | كلل |
14 | te'kulune | yersiniz | اكل |
15 | lehmen | et | لحم |
16 | tariyyen | taze | طرو |
17 | ve testehricune | ve çıkarırsınız | خرج |
18 | hilyeten | süs | حلي |
19 | telbesuneha | takındığınız | لبس |
20 | ve tera | ve görürsün | راي |
21 | l-fulke | gemilerin | فلك |
22 | fihi | orada | |
23 | mevahira | (denizi) yarıp gittiğini | مخر |
24 | litebtegu | payınızı aramanız için | بغي |
25 | min | -ndan | |
26 | fedlihi | lutfu- | فضل |
27 | veleallekum | ve umulur ki | |
28 | teşkurune | şükredersiniz | شكر |
İki deniz bir değildir. Birisi son derece tatlı, içimi kolay, diğeri ise son derece tuzlu ve acıdır. Her birinden taze et yersiniz; takınacağınız takılar çıkarırsınız. Allah'ın lütfundan rızkınızı aramanız için orada suyu yararak giden gemileri görürsünüz. Umulur ki şükredersiniz.
İki deniz birbirine eşit değildir. Biri tatlıdır, susuzluğu keser, içmesi kolaydır; diğeri ise tuzludur, acıdır. (Buna rağmen) hepsinden de taze et (balık) yiyorsunuz ve giyeceğiniz süs (eşyası) çıkartıyorsunuz. (Allah'ın) nimetlerinden arayıp da şükretmeniz için gemilerin denizi yarıp gittiğini görürsün.*
İki deniz birbirine eşit değildir. Bu taze ve tatlı olup içimi yumuşaktır, şu ise tuzlu ve acıdır. Hepsinden taze et yersiniz ve takınacağınız mücevherleri çıkarırsınız. O'nun lütfunu arayan gemilerin onu yararak aktığını görürsün. Belki artık şükredersiniz.
İki deniz bir değildir. Biri lezzetlidir, tatlıdır. Susuzluğu gideren içimi rahat olandır. Diğeri tuzlu ve acıdır. Her ikisinden de taze et yersiniz. Ve her ikisinden de kullandığınız süs eşyası çıkarırsınız. O'nun lütfundan rızık aramanız için, onu yararak giden gemileri görürsün. Umulur ki şükredersiniz.
İki deniz* bir olmaz. Biri güzel, tatlı ve kolay içimlidir; diğeri tuzlu ve acıdır. Her birinden taze balık eti yer, takındığınız süsler çıkarırsınız. Onun(Allah'ın) ikramını aramanız için gemilerin onu yararak gittiğini görürsün. Belki teşekkür edersiniz.
İki deniz aynı değildir. Birisi tatlı, susuzluğu giderici, içimi güzel; diğeri tuzlu ve acıdır. Ama tümünden taze et yersiniz ve süs takıları çıkarırsınız. O'nun lütfundan aramanız için, gemilerin yarıp gittiklerini görürsünüz. Böylece, belki şükredersiniz.
Dahası (O'nun benzerler arasında farklılıklar yaratması da zor değildir): İki büyük su kütlesi (bile) aynı olmayabilir: şu biri tatlı, susuzluğu giderici, içimi kolay; o biri tuzlu, acı. Ne ki her birinden hem taze balık eti yersiniz, hem de takı olarak kullundığınız süs eşyaları çıkarırsınız. Bir de (Allah'ın) lütfundan nasibinizi aramanız ve şükretmeniz için, onun bağrında gemilerin dalgaları yararak yol aldıklarını görürsün(üz).
İki deniz birbirine eşit olmaz. Bu tatlıdır, susuzluğu giderir, içimi hoş ve rahattır; şu tuzludur, acıdır. Ama hepsinden de taze et yersiniz; giyip takınacağınız bir süs çıkarırsınız. Allah'ın lütfundan nasip aramanız ve şükredebilmeniz için, gemilerin denizi yara yara gittiğini görürsün.
İki deniz bir değildir. Şu, tatlı, susuzluğu keser ve içimi kolay; şu da, tuzlu ve acıdır. Ancak her birinden taze et yersiniz ve takınmakta olduğunuz süs eşyalarını çıkarırsınız. O'nun fazlından aramanız ve umulur ki şükretmeniz için gemilerin onda (denizde) suları yara yara akıp gittiğini görürsün.
Bir de iki deniz bir olmuyor; şu tatlı, hararet keser, içerken kayar; şu da tuzludur, yakar kavurur. Bununla beraber herbirinden bir taze et yersiniz ve bir zinet çıkarıp giyinirsiniz. Allah'ın lütfundan nasip arayasınız diye gemilerin de suyu yara yara orada gittiğini görürsün. Gerek ki, şükredersiniz.
(O'nun için benzerlik ve farklılık yaratmak da kolaydır.) O halde, (yeryüzündeki) iki büyük su kütlesi aynı olamaz; birisi tatlı, susuzluğu giderici, içimi güzel iken ötekisi tuzlu ve acıdır. Fakat her ikisinden de taze et yersiniz ve (ikisinden de) süs takıları çıkarırsınız; ikisinin de üzerinde Allah'ın lütfundan nasibinizi aramanızı ve böylece şükredenlerden olmanızı sağlayan gemilerin dalgaları yararak ilerlediklerini görürsün.
İki deniz aynı olmaz. Şu tatlıdır, susuzluğu giderir, içimi kolaydır. Şu ise tuzludur, acıdır. Bununla beraber her birinden taze et yersiniz ve takınacağınız süs eşyası çıkarırsınız. Allah'ın lütfundan istemeniz ve şükretmeniz için gemilerin orada suyu yara yara gittiğini görürsün.
Hem iki deniz müsavi olmuyor, şu tatlı, hararet keser, içerken kayar, şu da tuzlu, yakar kavurur bununla beraber herbirinden bir taze et yersiniz ve bir ziynet çıkarır giyinirsiniz, gemileri de görürsün onda yarar yarar giderler, fadlından nasib arayasınız diye ve gerek ki şükredesiniz
İki deniz bir olmaz: Şu tatlıdır, susuzluğu keser, içimi (boğazdan) kayar; şu da tuzlu, acıdır. Hepsinden de taze et yersiniz ve takındığınız (inci, sedef gibi) süs (eşyası) çıkarırsınız. (Allah'ın) Lutfundan payınızı arayıp şükretmeniz için gemilerin, denizi yarıp gittiğini görürsün.
İki deniz bir değildir. Şu, tatlı, susuzluğu keser ve içimi kolay; şu da tuzlu ve acıdır. Ancak her birinden taze et yersiniz ve takınmakta olduğunuz süs eşyalarını çıkarırsınız. O'nun fazlından aramanız ve umulur ki şükretmeniz için gemilerin onda (denizde) suları yara yara akıp gittiğini görürsün.
İki deniz (in suyu) bir olmaz. Şu çok tatlıdır, susuzluğu keser, içimi boğazdan kolay geçer; şu çok tuzludur, acıdır (boğazı yakar kavurur). Bununla beraber siz her birinden tamtaze bir et yersiniz. Giyeceğiniz (takınacağınız) bir zinet çıkarırsınız. (Allahın) fazl (ve kerem) inden (nasıybinizi) aramanız, Ona şükretmeniz için her birinde gemilerin, (suları) yara yara, gitdiklerini görürsün.
İki deniz bir olmaz. Şu; çok tatlıdır, susuzluğu keser içilmesi kolaydır. Şu ise tuzludur, acıdır. Her birinden taze et yersiniz ve giyeceğiniz süs eşyası çıkarırsınız. O'nun lutfundan aramanız ve şükretmeniz için gemilerin yara yara gittiklerini görürsünüz.
İki deniz eşit değildir. Biri tatlıdır, susuzluğu giderir ve içimi kolaydır; diğeri tuzlu ve acıdır. Hepsinden de taze et yersiniz ve takınacağınız süs eşyası çıkarırsınız. Gemilerin suları yarıp gittiğini görürsün. Bunlar, O'nun verdiği nimetleri aramanız ve O'na şükretmeniz içindir.
(Allah sınırsız miktarda birbirinden farklı varlıkları yaratabilir. Bu cümleden olarak) iki denizin suyu bir olmaz: şu tatlı, içimi afiyetli, boğazdan kayıverir; o ise tuzlu, acıdır. Bununla beraber her iki denizden de taptaze et yersiniz ve takındığınız inci gibi süs eşyası çıkarırsınız. Allah'ın lütfundan nasip arayıp bulmak için gemilerin suları yardığını, denizlerde devamlı dolaştıklarını görürsün. Umulur ki bütün bu nimetlere şükredersiniz.
İki deniz eşit olmaz! Biri tatlı mı tatlı, susuzluğu giderir, içimi hoş ve kolaydır.. . Diğeri ise tuzludur, acıdır. . . Her birinden taze et yersiniz ve giyeceğiniz bir süs çıkarırsınız. . . O'nun fazlından talep etmeniz ve şükretmeniz için, gemileri onda yara yara gidenler görürsün.
İki deniz birbirine eşit değildir. Bu taze ve tatlı olup içimi yumuşaktır, şu ise tuzlu ve acıdır. Hepsinden taze et yersiniz ve takınacağınız mücevherleri çıkarırsınız. O'nun lütfunu arayan gemilerin onu yararak aktığını görürsün. Belki artık şükredersiniz.
İki deniz bir değildir. Biri lezzetlidir, tatlıdır. Susuzluğu gideren içimi rahat olandır. Diğeri tuzlu ve acıdır. Her ikisinden de taze et* yersiniz. Ve her ikisinden de kullandığınız süs eşyası çıkarırsınız. O'nun lütfundan rızık aramanız için, onu yararak giden gemileri görürsün. Umulur ki şükredersiniz.
Nor are the two seas the same. One is fresh and palatable, good to drink, while the other is salty and bitter. And from each of them you eat tender meat, and you extract jewellery to wear. And you see the ships sailing through them, seeking His provisions; and perhaps you may be appreciative.
And not alike are the two seas: one is fresh and sweet, delicious to drink, and one is salty and bitter. And from each you eat succulent flesh, and extract ornaments which you wear. And thou seest the ships ploughing therein, that you might seek of His bounty and that you might be grateful.
The two seas are not the same: the one is sweet, refreshing, delicious to drink, the other salty, bitter to the taste. Yet from both of them you eat fresh flesh and extract ornaments for yourselves to wear; and you see ships on them, cleaving through the waves so that you can seek His bounty and so that hopefully you will be thankful.
The two seas are not the same; one is fresh and delicious, while the other is salty and undrinkable. From each of them you eat tender meat, and extract jewelry to wear. And you see the ships sailing through them, seeking His provisions, that you may be appreciative.
Nor are the two seas the same. One is fresh and palatable, good to drink, while the other is salty and bitter. And from each of them you eat tender meat, and you extract jewelry to wear. And you see the ships sailing through them, seeking His provisions; and perhaps you may be thankful.
Nor are the two seas the same. One is fresh and palatable, good to drink, while the other is salty and bitter. From each of them you eat tender meat, and you extract jewelry to wear. You see the ships sailing through them, seeking His provisions; and perhaps you may be appreciative.