"Allah'a iman edin, Resulü ile birlikte cihad edin." diye bir sure indirildiği zaman, onlardan servet sahibi olanlar, senden izin istediler: "Bırak bizi oturanlarla beraber oturalım." dediler.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | ve iza | zaman | |
2 | unzilet | indirildiği | نزل |
3 | suratun | bir sure | سور |
4 | en | diye | |
5 | aminu | inanın | امن |
6 | billahi | Allah'a | |
7 | ve cahidu | ve cihadedin | جهد |
8 | mea | beraber | |
9 | rasulihi | Elçisiyle | رسل |
10 | ste'zeneke | senden izin istediler | اذن |
11 | ulu | sahibi olanlar | اول |
12 | t-tavli | servet | طول |
13 | minhum | içlerinden | |
14 | ve kalu | ve dediler | قول |
15 | zerna | bizi bırak | وذر |
16 | nekun | olalım | كون |
17 | mea | beraber | |
18 | l-kaidine | oturanlarla | قعد |
"Allah'a inanınız ve Peygamberinin yanında savaşınız" diye bir sure indirildiği zaman, onların güçlüleri savaşa gitmemek için senden izin isterler ve "Bizi bırak, oturanlarla beraber kalalım" derler.
(Onlara) "Allah'a inanın, Elçisi ile birlikte cihad edin (fedakârlık yapın)!" diye bir sure indirildiği zaman, içlerinden servet sahibi olanlar senden izin istemişler ve "Bizi bırak; (evlerinde) oturanlarla birlikte olalım." demişlerdi.
"ALLAH'ı onaylayın, elçisiyle birlikte cihat edin" diye bir sure indiği zaman, onların güçlü ve varlıklı olanları bile senden izin istediler ve "Bizi bırak oturanlarla beraber olalım" dediler.
"Allah'a iman edin, Resulü ile birlikte cihad edin." diye bir sure indirildiği zaman, onlardan servet sahibi olanlar, senden izin istediler: "Bırak bizi oturanlarla beraber oturalım." dediler.
Allah'a inanıp güvenin, elçisiyle beraber mücadele (cihad) edin" diye bir sure indirilse onların varlıklı olanları hemen senden izin ister ve "Bırak da oturanlarla birlikte biz de kalalım" derler.
"Allah'a inanın ve O'nun elçisiyle birlikte çaba gösterin!" diyerek bir sure indirildiğinde, onların varlık edinmiş olanları, senden izin istediler. "Bizi bırak; oturanlarla birlikte kalalım!" dediler.
Hem, ne zaman "Allah'a güvenip iman edin ve Elçisi'yle birlikte cihad edin!" diyen bir pasaj indirilse; içlerinden durumu gayet müsait olanlar (bile) senden izin isteyerek derler ki: "Bırak bizi, oturanlarla birlikte oturalım!"
"Allah'a inanın, O'nun resulüyle beraber savaşa çıkın" anlamında bir sure indirildiği zaman, onların imkan ve servet sahibi olanları, senden izin isteyerek şöyle demişlerdi: "Bırak bizi, oturanlarla beraber olalım."
"Allah'a iman edin, O'nun elçisi ile cihada çıkın" diye bir sure indirildiği zaman onlardan servet sahibi olanlar, senden izin isteyip: "Bizi bırakıver, oturanlarla birlikte olalım" dediler.
Allah'a iman edin ve Resulü ile beraber cihada gidin! diye bir sure indirildiği zaman, onlardan servet sahibi olanlar senden izin istediler ve: "Bırak bizi oturanlarla beraber olalım!" dediler.
(Gerçekten de hakkı inkar ediyor onlar:) çünkü vahiy yoluyla: "Allaha inanın ve Onun Elçisiyle beraber (Onun yolunda savaşın" diye çağrıldıklarında, onlardan (savaşa katılmaya) pekala güç yetirebilecek durumda olanlar (bile), "bizi bırak, evde kalanlarla birlikte kalalım" diyerek senden izin istediler.
"Allah'a iman edin ve Resulü ile birlikte cihat edin" diye bir sure indirildiğinde, onlardan servet sahibi olanlar, senden izin istediler ve "Bizi bırak da oturup kalanlarla birlikte olalım" dediler.
Allaha iyman edin ve Resulünün maiyyetinde cihada gidin diye bir sure indirildiği zaman içlerinde servet sahibi olanlar senden izin istediler ve "bırak bizi oturanlarla beraber olalım" dediler
"Allah'a inanın, Elçisiyle beraber cihadedin!" diye bir sure indirildiği zaman içlerinden servet sahibi olanlar, senden izin istediler: "Bizi bırak, oturanlarla beraber oturalım." dediler.
"Tanrı'ya inanın, O'nun elçisi ile cihada çıkın" diye bir sure indirildiği zaman onlardan servet sahibi olanlar senden izin isteyip: "Bizi bırakıver, oturanlarla birlikte olalım" dediler.
"Allaha iman edin, Resulünün maiyyetinde cihada gidin" diye bir sure indirildiği zaman içlerinden servet saahibi olanlar senden izin isteyib: "Bırak bizi, (harbe gidemeyib) oturanlarla beraber olalım" dediler.
Allah'a iman edin, Rasulü ile birlikte cihad edin, diye bir sure indirildiğinde; içlerinden gücü yetenler senden izin isteyip: Bizi bırak da oturanlarla birlikte kalalım, derler.
Allah'a iman edin ve O'nun Resulü'nün yanında cihad edin! diye bir sure indirilse; onlardan gücü yetenler: 'Bizi bırak, oturanlarla beraber olalım!' diyerek senden izin isterler.
"Allah'a iman edin ve Resulü ile birlikte cihada gidin." diye bir sure indiği zaman,onlardan servet ve imkan sahibi kimseler senden sefere katılmamak için izin istediler ve "Bırak, biz de evlerinde oturan kadınlar ve özürlülerle birlikte oturalım" dediler.
"Esma'sıyla hakikatiniz olan Allah'a iman edin ve Rasulü ile beraber mücahede edin" diye bir sure inzal edildiğinde, içlerinden zengin olanlar (cihada çıkmamak için) senden izin istediler ve "bırak bizi, evlerinde oturanlarla beraber olalım" dediler.
'ALLAH'a inanın, elçisiyle birlikte cihad edin,' diye bir sure indiği zaman, onların güçlü ve varlıklı olanları bile senden izin istediler ve, 'Bizi bırak oturanlarla beraber olalım,' dediler.
"Allah'a iman edin, Rasulü ile birlikte cihat edin." diye bir sure indirildiği zaman, onlardan servet sahibi olanlar, senden izin istediler: "Bırak bizi oturanlarla beraber oturalım." dediler.
And if a chapter is sent down: "That you shall believe in God and strive with His messenger, " those with wealth and influence ask your permission and they Say: "Let us be with those who remain behind. "
And when a sūrah is sent down to believe in God and strive alongside His messenger, the affluent among them ask leave of thee, saying: “Leave thou us to be with those who sit.”
When a sura is sent down saying: ‘Have iman in Allah and do jihad together with His Messenger, ’ those among them with wealth will ask you to excuse them, saying, ‘Let us remain with those who stay behind. ’
When a sura is revealed, stating: "Believe in GOD, and strive with His messenger," even the strong among them say, "Let us stay behind!"
And if a chapter is sent down: "That you shall believe in God and strive with His messenger," those with wealth and influence ask your leave and they say: "Let us be with those who remain behind."
If a chapter is sent down: "That you shall acknowledge God and strive with His messenger," those with wealth and influence ask your permission and they say, "Let us be with those who remain behind."