Gizlilik içinde konuşmaktan yasaklandıkları halde, bu yasağa uymayarak günah, düşmanlık ve Resul'e karşı gelmek amacıyla gizlilik içinde bir araya gelenlerden haberin var mı? Sana geldikleri zaman, Allah'ın seni selamlamadığı şeyle seni selamlarlar. Kendi aralarında da: "Söylediğimiz şeylerden dolayı Allah bize azap etse ya!" diyorlar. Onlara Cehennem yeter. Ona yaslanacaklar. Orası ne kötü varış yeridir.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | elem | ||
2 | tera | görmedin mi? | راي |
3 | ila | ||
4 | ellezine | kimseleri | |
5 | nuhu | menedilen(ler) | نهي |
6 | ani | -tan | |
7 | n-necva | gizli gizli konuşmak- | نجو |
8 | summe | sonra yine | |
9 | yeudune | dönüyorlar | عود |
10 | lima | şeye | |
11 | nuhu | menedildikleri | نهي |
12 | anhu | ondan | |
13 | ve yetenacevne | ve gizli gizli konuşuyorlar | نجو |
14 | bil-ismi | günah hususunda | اثم |
15 | vel'udvani | ve düşmanlık | عدو |
16 | ve mea'siyeti | ve isyan | عصي |
17 | r-rasuli | Elçiye | رسل |
18 | ve iza | ve zaman | |
19 | ca'uke | sana geldikleri | جيا |
20 | hayyevke | seni selamlıyorlar | حيي |
21 | bima | bir tarzda | |
22 | lem | ||
23 | yuhayyike | selamlamadığı | حيي |
24 | bihi | onu | |
25 | llahu | Allah'ın | |
26 | ve yekulune | ve diyorlar | قول |
27 | fi | içlerinde | |
28 | enfusihim | kendi | نفس |
29 | levla | değil miydi? | |
30 | yuazzibuna | bize azab etmeli | عذب |
31 | llahu | Allah | |
32 | bima | ötürü | |
33 | nekulu | dediğimizden | قول |
34 | hasbuhum | onlara yeter | حسب |
35 | cehennemu | cehennem | |
36 | yeslevneha | oraya gireceklerdir | صلي |
37 | fe bi'se | ne kötü | باس |
38 | l-mesiru | gidilecek yerdir | صير |
Gizli konuşmaktan yasaklandıktan sonra o yasaklananı yapmaya kalkışarak günah, düşmanlık ve Peygambere karşı gelmek hususunda gizlice toplananları görmedin mi? Onlar sana geldikleri zaman, seni Allah'ın selamlamadığı bir şekilde selamlıyorlar. İçlerinden de, "Söylediklerimiz yüzünden Allah'ın bizi cezalandırması gerekmez miydi?" diyorlar. Cehennem onlara yeter. Oraya gireceklerdir. Orası ne kötü varış yeridir!
Gizli konuşmaktan engellendikten sonra yine o yasaklananı yapmaya kalkışarak günah, düşmanlık ve Elçi'ye isyan konusunda gizlice konuşanları görmedin mi? Onlar sana geldikleri zaman, seni Allah'ın selamlamadığı şekilde selamlıyorlar. Kendi içlerinden de "Bu söylediklerimiz yüzünden Allah'ın bize azap etmesi gerekmez miydi?" diyorlar. Onlara cehennem yeter. Oraya gireceklerdir. Ne kötü varış yeridir (orası)!
Gizli toplantılar yapmaktan menedildikleri halde hala menedildikleri işte ısrar edenler dikkatini çekmedi mi? Onlar günah işlemek, düşmanlıkta bulunmak ve elçiye itaatsizlik etmek amacıyla kulis yapıyorlar. Sana geldiklerinde, ALLAH'ın seni selamlamadığı bir biçimde selamlıyorlar. Kendi aralarında, "Söylediklerimizden ötürü ALLAH bizi cezalandırsa ya!" derler. Cehennem onlara yeter. Orada yanarlar; ne kötü bir duraktır orası.
Gizlilik içinde konuşmaktan yasaklandıkları halde, bu yasağa uymayarak günah, düşmanlık ve Resul'e karşı gelmek amacıyla gizlilik içinde bir araya gelenlerden haberin var mı? Sana geldikleri zaman, Allah'ın seni selamlamadığı şeyle seni selamlarlar. Kendi aralarında da: "Söylediğimiz şeylerden dolayı Allah bize azap etse ya!" diyorlar. Onlara Cehennem yeter. Ona yaslanacaklar. Orası ne kötü varış yeridir.
Yasaklanmasına rağmen, yasağı çiğneyerek günah işleme, düşmanlık etme ve elçiye karşı gelme konularında, aralarında gizlice konuşmaya devam edenleri hiç görmedin mi? Onlar, yanına geldiklerinde Allah'ın selamlamadığı bir selamla seni selamlar ve birbirlerine şöyle derler: "Söyleyip durduğumuz bu sözler yüzünden Allah bize azap etse ya!" Onların hakkından Cehennem gelir. Onlar oraya gireceklerdir. Ne kötü hale gelmektir o.
Gizli konuşmalardan yasaklandıktan sonra, yasaklandıkları şeye dönenlerin; suç işlemek, düşmanlık ve elçiye karşı gelmeyi gizlice konuştuklarını görmüyor musun? Sana geldiklerinde, Allah'ın seni selamlamadığı biçimde seni selamlıyorlar. Oysa kendi aralarında; "Allah, söylediklerimizden dolayı bizi cezalandırsa ya?" diyorlar. Cehennem onlara yeter; oraya yaslanırlar. Sonunda, ne kötü bir varış yeridir.
(Ey Peygamber!) Gizli görüşmeden men edilen, sonra da men edildikleri şeye tekrar dönenleri görmedin mi? İşte onlar günah, düşmanlık ve Rasul'e isyan hususunda gizli kapaklı işler çeviriyorlar. Ne zaman sana gelseler, Allah'ın seni selamlamadığı biçimde seni selamlıyorlar ve kendi aralarında "Hadi bakalım, Allah sözlerimizden dolayı bizi cezalandırsa ya!" diyorlar. Cehenneme kadar yolları var! Oraya dikilecekler! O ne kötü son duraktır.
Görmedin mi şu fısıldaşmaktan yasaklananları ki, biraz sonra, yasaklanmış oldukları şeye dönüyorlar ve günah, düşmanlık, peygambere isyan konusunda fısıldaşıyorlar. Sana geldiklerinde, seni Allah'ın selamlamadığı biçimde selamlıyorlar. Kendi içlerinde ise şöyle diyorlar: "Söylediğimiz şey yüzünden Allah bize azap etse ya!" Cehennem yeter onlara. Girecekler oraya. Ne kötü dönüş yeridir o!
'Gizli toplantıların fısıldaşmalarından' (kulis) men edilip sonra men edildikleri şeye dönenleri; günah, düşmanlık ve Peygamber'e isyanı (aralarında) fısıldaşanları görmüyor musun? Onlar sana geldikleri zaman, seni Allah'ın selamlamadığı biçimde selamlıyorlar. Ve kendi kendilerine: "Söylediklerimiz dolayısıyla Allah bize azab etse ya!" derler. Onlara cehennem yeter; oraya gireceklerdir. Artık o, ne kötü bir gidiş yeridir.
Bakmaz mısın şunlara ki, gizli konuşmaktan yasaklandılar da sonra dönüp yasaklandıkları şeyi yapıyorlar; günah, düşmanlık ve peygambere karşı gelme hususunda fısıldaşıyorlar. Yanına geldikleri zaman da seni Allah'ın sağlıklamadığı (selamlamadığı) bir tarzda sağlıklıyorlar ve kendi içlerinden de: "Allah, bize söylediklerimiz yüzünden azap etse ya!" diyorlar. Cehennem onlara yeter, ona yaslanacaklardır. Artık o ne kötü akibettir!
(Ve sen ey Muhammed!) gizli konuşmalar (yoluyla dolap çevirmek)ten men edilen, ama men edildikleri şeye (tekrar) başvurmaktan kaçınmayanların ve kötülükte bulunmaya, saldırganlığa ve Elçi'ye karşı gelmeye niyetlenerek fesatlık kuranların farkında değil misin? Bu (insan)lar, sana ne zaman yaklaşsalar Allah'ın asla hoş görmeyeceği tarzda seni selamlarlar ve birbirlerine: "Allah neden söylediklerimizden dolayı bizi cezalandırmıyor?" derler. Cehennemdir onların payına düşecek olan, onlar işte oraya girecekler; o, ne kötü bir duraktır!
Gizlice konuşmaktan menedilip de, menedildikleri şeyi işleyen ve günah, düşmanlık ve peygambere isyanı konuşanları görmedin mi? Sana geldiklerinde Allah'ın seni selamlamadığı selamla selamlıyorlar. İçlerinden de, "Söylediklerimizden dolayı Allah bize azap etse ya!" diyorlar. Cehennem onlara yeter! Oraya girecekler. Ne kötü varış yeridir orası!
Bakmaz mısın şunlara: Gizli konuşmadan nehyedildiler de sonra dönüp nehyolundukları şeyi yapıyorlar, günah, udvan ve Peygambere ısyan fısıldaşıyorlar, yanına geldiklerinde de seni Allahın sağlıklamadığı bir suretle sağlıklıyorlar, kendi içlerinde de Allah bizi söylediklerimizle ta'zib etse ya! Diyorlar, Cehennem onlara yeter, ona yaslanacaklar, artık o, ne fena akıbettir
Görmedin mi şu adamları ki gizli gizli konuşmaktan menedildikleri halde yine o menedildikleri işe dönüyorlar; günah, düşmanlık, Elçiye isyan hususunda gizli gizli konuşuyorlar. Sana geldikleri zaman seni, Allah'ın selamlamadığı bir tarzda selamlıyorlar ve kendi içlerinde de: "Bu dediğimizden ötürü Allah bize azab etse ya" diyorlar. Cehennem onlara yeter. Oraya gireceklerdir, ne kötü gidilecek yerdir orası!
'Gizli toplantıların fısıldaşmalarından' (kulis) men edilip sonra men edildikleri şeye dönenleri; günah, düşmanlık ve Peygambere isyanı (aralarında) fısıldaşanları görmüyor musun? Onlar sana geldikleri zaman seni Tanrı'nın selamladığı biçimde selamlıyorlar. Ve kendi kendilerine: "Söylediklerimiz dolayısıyla Tanrı bize azab etse ya" derler. Onlara cehennem yeter; oraya gireceklerdir. Artık o, ne kötü bir gidiş yeridir.
Fısıltı (ile konuşmak) dan men'edilib de sonra men'edildikleri (o haale) dönmekde ve günahı, düşmanlığı ve peygambere ısyaanı fısıldaşmakda olanları görmedin mi? Onlar sana geldikleri zaman seni Allahın selamlamadığı bir şeyle selamlarlar. Kendi aralarında da "Allah bizi söyleye geldiğimiz yüzünden azablandırmalı değil miydi?" derler. Onlara cehennem yeter. Oraya girecekler, işte o, ne kötü dönüş yeridir!
Gizli gizli konuşmaktan men'edildikleri halde, men'edildikleri şeyi yapmaya kalkışanlarla günah işlemek, düşmanlık etmek ve Peygambere karşı gelmek konusunda gizlice konuşanları görmedin mi? Sana geldikleri zaman, seni Allah'ın selamladığı bir şeyle selamlarlar. Kendi aralarında da: Söylediklerimiz yüzünden Allah'ın bize azab etmesi gerekmez miydi? derler. Onlara cehennem yeter. Oraya gireceklerdir. Ne kötü dönüş yeridir.
Gizli toplantıları yasaklanıp da sonra yine de yasaklandıkları şeye dönenleri görmez misin? Günah, düşmanlık ve peygambere isyan hususunda gizlice fısıldaşıyorlar. Senin yanına geldiklerinde seni Allah'ın selamlamadığı bir şekilde selamlıyorlar. Kendi kendilerine de: -Bu söylediklerimiz sebebiyle Allah'ın bizi cezalandırması gerekmez miydi? diyorlar. Onlara Cehennem yeter. Oraya atılacaklar. Ne kötü bir yer!
Böyle kulis yapmaları men edilmişken, kendilerine yasaklanan bir işi tekrar yapıp günah, zulüm, Peygambere isyan hususunda kulis yapan, fısıldaşan kimseleri görmüyor musun?Senin yanına vardıklarında, sana Allah'ın öğrettiği selamdan başka bir şekilde selam verirler. Kendi içlerinden de: "Allah bizi bu söylediklerimizden dolayı cezalandırsa ya!" diye alay ederler. Onların hakkından ancak cehennem gelir! Muhakkak onlar oraya girecekler. Orası gidilecek ne fena yerdir!
Görmedin mi şu kimseleri ki, fısıldaşmaktan (ikiyüzlülükten) yasaklandıkları halde tekrar yasaklandıkları şeye döndüler. Kötülük, düşmanlık ve Rasule isyan konusunda fısıldaşıyorlar.. . (Yahudiler) sana geldiklerinde, Allah'ın seni selamlamadığı şeyle selamlıyorlar; içlerinde ise: "Dediğimiz yanlış olsaydı Allah bize azap verirdi" derler. . . Cehennem yeter onlara! Ona maruz kalacaklar. . . Ne kötü dönüş yeridir o! (Not: Yahudiler, fonetik yakınlık dolayısıyla, ağız - dil çabukluğu da yaparak "es Selam'u aleyke" yerine "es Samu aleyke" derlerdi ki anlamı "sana ölüm olsun" demektir. . . Münafıkların bu tür selamlarına Hz. Rasulullah sadece "Aleyküm" der, o bedduayı üzerine almadığını ifade için "VE aleyküm" demezdi! Hz. Rasulullah'a bu tür hitap eden Yahudilere, Hz. Ayşe "aleykümüs Sam ve laanekümüllah ve ğadibe aleyküm" yani "ölüm size olsun, Allah size lanet ve gazap etsin" deyince Hz. Rasulullah: "Ya Ayşe. . . Allah gereğinden fazla söyleyeni sevmez" buyurarak; aksiyona, aksiyon ölçüsünü aşan reaksiyondan engelledi. )
Gizli toplantılar yapmaktan menedildikleri halde hala menedildikleri işte israr edenler dikkatini çekmedi mi? Onlar günah işlemek, düşmanlıkta bulunmak ve elçiye itaatsizlik etmek amacıyla kulis yapıyorlar. Sana geldiklerinde, ALLAH'ın seni selamlamadığı bir biçimde selamlıyorlar. Kendi aralarında, 'Söylediklerimizden ötürü ALLAH bizi cezalandırsa ya!' derler. Cehennem onlara yeter. Orada yanarlar; ne kötü bir duraktır orası.
Gizlilik içinde konuşmaktan yasaklandıkları halde, bu yasağa uymayarak günah, düşmanlık ve Rasul'e karşı gelmek amacıyla gizlilik içinde bir araya gelenlerden haberin var mı? Sana geldikleri zaman, Allah'ın seni selamlamadığı şeyle seni selamlarlar. Kendi aralarında da: "Söylediğimiz şeylerden dolayı Allah bize azap etse ya!" diyorlar. Onlara Cehennem yeter. Ona yaslanacaklar. Orası ne kötü varış yeridir.
Have you noted those who were enjoined from holding meetings in secret, but then they insist on it They meet secretly to commit sin, transgression, and disobedience of the messenger. When they come to you, they greet you with a greeting other than that which God greets you with. They say inside themselves: "Why does God not punish us for our utterances" Hell will be sufficient for them, wherein they burn; what a miserable destiny.
Hast thou not considered those who were forbidden private conversation then return to what they were forbidden and converse confidentially in sin and enmity and disobedience to the Messenger? And when they come to thee, they greet thee with a greeting wherewith God never greeted thee; and they say within themselves: “Oh, that God but punished us for what we say!” Sufficient for them is Gehenna: they will burn therein; and evil is the journey’s end!
Do you not see those who were forbidden to confer together secretly returning to the very thing they were forbidden to do, and conferring together secretly in wrongdoing and enmity and disobedience to the Messenger? And when they come to you they greet you with words Allah has never used in greeting you, and say to themselves ‘Why does Allah not punish us for what we say?’ Hell will be enough for them! They will roast in it. What an evil destination!
Have you noted those who were enjoined from conspiring secretly, then insist on conspiring? They conspire to commit sin, transgression, and disobedience of the messenger. When they come to you, they greet you with a greeting other than that decreed by GOD. They say inside themselves, "GOD will not punish us for our utterances." Their only requital is Gehenna, wherein they burn; what a miserable destiny.
Have you noted those who were prohibited from holding meetings in secret, but then they go back to what they have been prohibited from? They meet secretly to commit sin, transgression, and disobedience of the messenger. When they come to you, they greet you with a greeting other than that which God greets you with. They say inside themselves: "Why does God not punish us for our utterances?" Hell will be sufficient for them, wherein they burn; what a miserable destiny.
Have you noted those who were forbidden from holding meetings in secret, but then insist on it? They meet secretly to commit sin, transgression, and disobedience of the messenger. When they come to you, they greet you with a greeting other than what God greets you with. They say inside themselves: "Why does God not punish us for our utterances?" Hell will be sufficient for them, wherein they burn; what a miserable destiny.