Bu Kitap'ı sana indiren O'dur. O'nun bir kısım ayetleri muhkemdir ki bunlar Kitap'ın anasıdır. Diğer ayetler de muteşabihtir. Böyleyken kalbinde eğrilik bulunanlar, fitne çıkarmak ve kendi anlayışlarına uydurmak için muteşabih ayetlere yönelirler. Oysa onun en doğru te'vilini ancak Allah bilir. İlimde derinleşmiş olanlar: "Biz O'na iman ettik, bütün ayetler Rabb'imizdendir." derler. Bunu ancak selim akıl sahibi olanlar düşünüp öğüt alır.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | huve | O | |
2 | llezi | ||
3 | enzele | indirdi | نزل |
4 | aleyke | sana | |
5 | l-kitabe | Kitabı | كتب |
6 | minhu | Onun | |
7 | ayatun | (bazı) ayetleri | ايي |
8 | muhkematun | muhkemdir (ki) | حكم |
9 | hunne | onlar | |
10 | ummu | anasıdır | امم |
11 | l-kitabi | Kitabın | كتب |
12 | ve uharu | ve diğerleri de | اخر |
13 | muteşabihatun | müteşabihdir | شبه |
14 | feemma | olanlar | |
15 | ellezine | ||
16 | fi | ||
17 | kulubihim | kalblerinde | قلب |
18 | zeygun | eğrilik | زيغ |
19 | feyettebiune | ardına düşerler | تبع |
20 | ma | olanlarının | |
21 | teşabehe | müteşabih | شبه |
22 | minhu | onun | |
23 | btiga'e | çıkarmak için | بغي |
24 | l-fitneti | fitne | فتن |
25 | vebtiga'e | ve bulmak için | بغي |
26 | te'vilihi | onun te'vilini | اول |
27 | ve ma | oysa | |
28 | yea'lemu | bilmez | علم |
29 | te'vilehu | onun te'vilini | اول |
30 | illa | başka kimse | |
31 | llahu | Allah'tan | |
32 | ve rrasihune | ileri gidenler | رسخ |
33 | fi | ||
34 | l-ilmi | ilimde | علم |
35 | yekulune | derler | قول |
36 | amenna | inandık | امن |
37 | bihi | Ona | |
38 | kullun | hepsi | كلل |
39 | min | ||
40 | indi | katındandır | عند |
41 | rabbina | Rabbimiz | ربب |
42 | ve ma | ||
43 | yezzekkeru | düşünüp öğüt almaz | ذكر |
44 | illa | başkası | |
45 | ulu | sahiplerinden | اول |
46 | l-elbabi | sağduyu | لبب |
Sana kitabı indiren O'dur. Onun bazı ayetleri muhkem/anlamları tam bilinen olduğundan kitabın esasını teşkil ederler; diğerleri de müteşabihtir/araştırılarak manaları bilinecek olan tabiat kanunlarıdır. Kalplerinde eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onu açıklamak için ondaki müteşabih ayetlerin peşine düşerler. Halbuki onun açıklamasını ancak Allah ve "ona inandık, hepsi Rabbimiz tarafındandır" diyen ilimde yüksek payeye erişenler bilir. Ancak akıl sahipleri düşünüp anlar.
Sana Kitabı indiren O'dur. Onun bazı ayetleri muhkem (açık anlamlı)dır ki bunlar Kitabın anasıdır (esasıdır). Diğerleri de müteşabih (benzeşen anlamlı)lardır. Kalplerinde eğrilik olanlar, Fitne çıkarmak ve onu (arzularına göre) yorumlamak için ondaki müteşabih ayetlerin peşine düşerler. (Oysa) onun (asıl) yorumunu Allah'tan başkası bilemez. İlimde derinlik sahibi olanlar ise "Ona inandık; hepsi Rabbimizin katındandır." derler.* Öz akıl sahiplerinden başkası (gerçeği) hatırlamaz.
O ki sana bu kitabı indirdi. Onun bazı ayetleri kesin anlamlıdır (muhkem), ki bunlar kitabın özüdür. Diğerleri de benzer anlamlıdır (müteşabih). Kalplerinde hastalık bulunanlar, insanları şaşırtmak ve farklı anlam vermek için benzer anlamlı olanlarının ardına düşerler. Onların tevilini yalnızca ALLAH bilir. İlim sahipleri de. "Hepsi Efendimiz katındandır, hepsini onayladık." derler. Akıl ve anlayış sahiplerinden başkası öğüt almaz.*
Bu Kitap'ı sana indiren O'dur. O'nun bir kısım ayetleri muhkemdir* ki bunlar Kitap'ın anasıdır. Diğer ayetler de muteşabihtir.* Böyleyken kalbinde eğrilik bulunanlar, fitne çıkarmak ve kendi anlayışlarına uydurmak için muteşabih ayetlere yönelirler. Oysa onun en doğru te'vilini* ancak Allah bilir. İlimde derinleşmiş olanlar:* "Biz O'na iman ettik, bütün ayetler Rabb'imizdendir." derler. Bunu ancak selim akıl* sahibi olanlar düşünüp öğüt alır.
Bu Kitab'ı sana indiren O'dur. Âyetlerinin bir kısmı muhkemdir*; onlar kitab'ın* ana ayetleridir. Diğerleri müteşabih* (benzeşik) olanlardır. Kalplerinde eğrilik olanlar, istedikleri te'vili (bağlantıyı) kurup istedikleri fitneyi çıkarmak için Kitap'tan, kendi eğrilikleriyle* benzeşen şeye uyarlar. Oysa onun tevilini (ayetleri birbiri ile ilişkilendirmeyi)* sadece Allah bilir. Bu ilimde* sağlam duruş gösterenler de şöyle derler: "Biz, bu ilme inandık, hepsi (muhkem, müteşabih ve tevil) Sahibimiz katındandır." Bu zikre* (doğru bilgiye) sadece sağlam duruşlu olanlar ulaşabilirler*.
O, Kitap'ı, sana indirmiştir. Onun ayetlerinin bir bölümü, açık ve kesindir; Onlar, Kitap'ın anasıdır. Diğerleri de açık ve kesin olmayanlardır. Yüreklerinde sapma olanlar, karışıklık çıkarmak ve Ona olmadık anlamlar yüklemek için, açık ve kesin olmayanların ardından giderler. Oysa Onun anlamını, Allah'tan başkası bilmez. Bilgide derinleşenler ise şöyle derler: "Ona inandık; tümü, Efendimizin katındandır!" Zaten sağduyulu olanlardan başkası anlamaz.*
Yine O'dur sana İlahi Kelam'ı indiren. O'nun ayetlerinden bir kısmının hükmü kesin ve nettir; bunlar İlahi Kelam'ın anasıdır. Gerisi de müteşabihlerden oluşmuştur. Kalplerinde yamukluk bulunan kimseler, fitne çıkarmak ve tevil etmek amacıyla, onun müteşabih olan kısmının peşine düşerler. Oysa onun gerçek te'vilini kimse bilmez, yalnızca Allah (bilir); ve ilimde derinleşenler derler ki: "Biz ona inanırız, tümü Rabbimizin katındandır. Derin kavrayış sahiplerinden başkası bu gerçeği fark edemese de."
Kitap'ı sana indiren O'dur: Onun ayetlerinden bir kısmı muhkemlerdir ki; onlar Kitap'ın anasıdır. Diğer ayetlerse müteşabihlerdir. Şu var ki, kalplerinde bir eğrilik ve bozukluk bulunanlar, fitne aramak, onun yorumuna öncelik tanımak için Kitap'ın sadece müteşabih kısmının ardına düşerler. Onun tevilini ise bir Allah bilir, bir de ilimde derinleşmiş olanlar. Bunlar, "Ona inandık, hepsi Rabbimizin katındandır." derler. Gönül ve akıl sahiplerinden başkası gereğince düşünemez.
Sana Kitabı indiren O'dur. O'ndan, Kitabın anası (temeli) olan bir kısım ayetler muhkem'dir; diğerleri ise müteşabihtir. Kalplerinde bir kayma olanlar, fitne çıkarmak ve olmadık yorumlarını yapmak için ondan müteşabih olanına uyarlar. Oysa onun tevilini Allah'tan başkası bilmez. İlimde derinleşenler ise: "Biz ona inandık, tümü Rabbimizin katındandır" derler. Temiz akıl sahiplerinden başkası öğüt alıp düşünmez.
Sana bu muazzam kitabı indiren O'dur. O'nun bir kısmı anlamları kesin olup kitabın temelini oluşturan ayetlerdir. Diğer bir takımları da anlamları benzeşik olanlardır. Ama kalplerinde bir yamukluk bulunanlar fitne aramak ve keyiflerince yorumlamak için sadece anlamı benzeşiklerin ardına düşerler. Halbuki, onun gerçek yorumunu ancak Allah bilir. İlimde derinleşmiş olanlar da: "İnandık, hepsi Rabbimizdendir." derler. Bunları özü temiz olanlardan başkası düşünemez.
İlahi kelamın özü olan açık ve kesin hükümlü mesajlar ile müteşabihleri kapsayan bu ilahi kelamı sana bahşeden O'dur. Kalpleri hakikatten sapmaya meyilli olanlar, sırf kafaları karıştır(acak şeyler bul)mak için ve ona (keyfi) anlamlar yüklemek amacıyla ilahi kelamın müteşabih olarak ifade edilen kısmına uyarlar; oysa Allah'tan başka kimse onun kesin anlamını bilemez. Bu yüzden bilgide derinleşenler şöyle derler: "Biz ona inanırız: (ilahi kelamın) tümü Rabbimizdendir; derin kavrayış sahipleri dışında kimse bundan ders almasa da."
O, sana Kitab'ı indirendir. Onun (Kur'an'ın) bazı ayetleri muhkemdir, onlar kitabın anasıdır. Diğerleri de müteşabihtir. Kalplerinde bir eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onun olmadık yorumlarını yapmak için müteşabih ayetlerinin ardına düşerler. Oysa onun gerçek manasını ancak Allah bilir. İlimde derinleşmiş olanlar, "Ona inandık, hepsi Rabbimiz katındandır" derler. (Bu inceliği) ancak akıl sahipleri düşünüp anlar.
Odur indiren sana bu muazzam kitabı: bunun bir kısım ayatı vardır muhkemat: onlar "ümmülkitab" ana kitab, diğer bir takımları da müteşabihattır, amma kalblerinde bir yamıklık bulunanlar sade onun müteşabih olanlarının ardına düşerler: fitne aramak, te'vilini aramak için, halbuki onun te'vilini ancak Allah bilir, ilimde rüsuhu olanlar da derler ki: amenna hepsi rabbımızdan, maamafih özü temiz olanlardan başkası düşünemez.
Kitabı sana O indirdi. Onun bazı ayetleri muhkemdir (ki) onlar Kitabın anasıdır. Diğerleri de müteşabih(birbirine benzeyen, sonucu tam bilinmeyen)dir. Kalblerinde eğrilik olanlar, fitne çıkarmak, uyardığı sonuca uğra(yıp belalarını bul)mak için onun müteşabih ayetlerinin ardına düşerler. Oysa onun te'vili(uyardığı sonucun ne zaman gerçekleşeceği)ni Allah'tan başka kimse bilmez. İlimde ileri gidenler: "Ona inandık, hepsi Rabbimiz katındandır" derler. Sağduyu sahiplerinden başkası düşünüp öğüt almaz.
Sana Kitabı indiren O'dur. O'ndan, Kitabın anası (ümmülkitabi) (olan) bir kısım ayetler muhkemdir; diğerleri ise müteşabihtir. Kalplerinde bir kayma olanlar, fitne çıkarmak ve olmadık yorumlarını yapmak için ondan müteşabih olanına uyarlar. Oysa onun tevilini Tanrı'dan başkası bilmez. İlimde derinleşenler ise: "Biz ona inandık, tümü rabbimizin katındandır" derler. Temiz akıl sahiplerinden başkası öğüt alıp düşünmez.
(Habibim) sana Kitabı indiren odur. Ondan bir kısım ayetler muhkemdir ki bunlar Kitabın anası (temeli) dir. Diğer bir kısmı da müteşabihlerdir. İşte kalblerinde eğrilik bulunanlar sırf fitne aramak (ötekini berikini sapdırmak) ve (kendi arzularına göre) onun te'viline yeltenmek için onun müteşabih olanına tabi olurlar. Halbuki onun te'vilini Allahdan başkası bilmez, ilimde yüksek payeye erenler ise: Biz Ona inandık. Hepsi Rabbimiz katındandır" derler. (Bunları) salim akıllardan başkası iyice düşünmez.
Sana kitabı indiren O'dur. O'nun bazı ayetleri muhkemdir ki bunlar; kitabın anasıdır. Diğer bir kısmı da müteşabihlerdir. İşte kalblerinde eğrilik bulunanlar; fitne çıkarmak ve te'vile yeltenmek için müteşabih olanlara uyarlar. Halbuki onun gerçek te'vilini, ancak Allah bilir. İlimde derinleşmiş olanlar: Biz ona inandık, hepsi Rabbımızın katındadır, derler. Ancak akıl sahibleri düşünebilirler.
Sana kitabı indiren O'dur. Onda bir kısmı, muhkem -ki bunlar kitabın özüdür.- bir kısmı da müteşabih ayetler vardır. Kalplerinde eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onun tevilini yapmak için onun müteşabih olanlarına uyarlar. Oysa, onun tevilini Allah'tan başkası bilmez. İlimde derinleşenler ise "Biz, ona iman ettik, onun hepsi Rabbimizin katındandır." derler. Temiz akıl sahiplerinden başkası düşünmez.
Bu muazzam kitabı sana indiren O'dur. Onun ayetlerinin bir kısmı muhkem olup bunlar Kitabın esasıdır. Ayetlerin bir kısmı ise müteşabihtir. Kalplerinde eğrilik olanlar sırf fitne çıkarmak, insanları saptırmak ve kendi arzularına göre yorumlamak için müteşabih kısmına tutunup onlarla uğraşır dururlar. Halbuki onların hakikatini, gerçek yorumunu Allah'tan başkası bilemez. İlimde ileri gidenler: "Biz ona olduğu gibi inandık. Hepsi de Rabbimizin katından gelmiştir." derler. Bunları ancak tam akıl sahipleri düşünüp anlar.
"HU"dur; ki sana inzal ettiği BİLGİ (Kitap) işaretlerinin bir kısmı muhkemdir (açık - net anlaşılır hükümler ihtiva eden), bilginin (Kitabın) anası - temelidir; diğerleri de müteşabihattır (teşbih - misal benzetme yollu anlatım). Kalplerinde zey (art niyetli, olayı saptırmak isteyen düşünceye sahip) olan kişiler, fitne amaçlı tevilini (yorumunu - neye işaret ettiğini) yapmak üzere müteşabih olanlarıyla hükmederler. Bunların tevilini (kesin olarak ne kastedildiğini) ancak Allah bilir. İlimde Rasih olanlar (derinlikli düşünenler): "İman ettik, onların tamamı Rabbimizin indindendir" derler. Öze ermişlerden (Ulül Elbab) başkası bunu anlayamaz.
O ki sana bu kitabı indirdi. Onun bazı ayetleri kesin anlamlıdır (muhkem), ki bunlar kitabın özüdür. Diğerleri de benzer anlamlıdır (müteşabih). Kalplerinde hastalık bulunanlar, insanları şaşırtmak ve farklı anlam vermek için benzer anlamlı olanlarının ardına düşerler. Onların gerçek anlamını ise kimse bilmez, ancak istisnadır ALLAH ve derin bilgiye sahip olanlar 'Ona inandık, hepsi Rabbimiz katındandır,' derler. Akıl ve anlayış sahiplerinden başkası öğüt almaz.
Bu Kitap'ı sana indiren O'dur. O'nun bir kısım ayetleri muhkemdir* ki bunlar Kitap'ın anasıdır. Bir kısım ayetler de muteşabihtir.* Böyleyken kalbinde eğrilik bulunanlar, fitne çıkarmak ve kendi anlayışlarına uydurmak için muteşabih ayetlere yönelirler. Oysa onun te'vilini* ancak Allah bilir. İlimde derinleşmiş olanlar:* "Biz O'na iman ettik, bütün ayetler Rabb'imizdendir." derler. Bunu ancak selim akıl* sahibi olanlar düşünüp öğüt alır.
He is the One who sent down to you the Scripture, from which there are firm verses; they are the essence of the Scripture; and others which are similar to each other. As for those who have disease in their hearts, they will follow what is similar from it seeking to confuse, and seeking to derive an interpretation. But none know its interpretation except God and those who are well founded in knowledge, they Say: "We believe in it, all is from our Lord." And none will remember except the people of understanding.
He it is that sent down upon thee the Writ; among it are explicit proofs: they are the foundation of the Writ; and others are ambiguous. Then as for those in whose hearts is deviation: they follow what is ambiguous thereof, seeking the means of denial, and seeking its interpretation. And no one knows its interpretation save God, and those firm in knowledge; they say: “We believe in it; all is from our Lord.” But only those of insight take heed.
It is He who forms you in the womb however He wills. There is no god but Him, the Almighty, the All-Wise.
He sent down to you this scripture, containing straightforward verses - which constitute the essence of the scripture - as well as multiple-meaning or allegorical verses. Those who harbor doubts in their hearts will pursue the multiple-meaning verses to create confusion, and to extricate a certain meaning. None knows the true meaning thereof except GOD and those well founded in knowledge. They say, "We believe in this - all of it comes from our Lord." Only those who possess intelligence will take heed.
He is the One who sent down to you the Book, from which there are lawgiving revelations; they are the essence of the Book; and others which are of a similatude. As for those who have a disease in their hearts, they will follow that which is of a similatude, seeking to confuse, and seeking to derive an interpretation. But none know its interpretation except God, and those who are well founded in knowledge; they say: "We believe in it, all is from our Lord." And none will remember except those who possess intelligence.
He is the One who sent down to you the book, from which there are definite signs; they are the essence of the book; and others, which are multiple-meaning. As for those who have disease in their hearts, eager to cause confusion and eager to derive their interpretation, they will follow what is multiple-meaning from it. But none knows their meaning except God and those who are well founded in knowledge; they say, "We acknowledge it, all is from our Lord." None will remember except the people of intellect.