Rabb'in, senin bazen gecenin üçte ikisinden daha az, bazen yarısı, bazen üçte bir kadar vakit geçirdiğini elbette biliyor. Seninle beraber bulunanlardan bir grubun da. Geceyi ve gündüzü takdir eden Allah'tır. Onu asla hesaplayamayacağınızı bildi de tevbenizi kabul etti. O halde ilahi mesajı gücünüz yettiğince insanlara ulaştırmaya çalışın. Ayrıca Allah, içinizden kimin hasta olduğunu bilmektedir. Kiminizin Allah'ın lütfundan rızkını aramak için yeryüzünde çalışmaya, kiminizin de kendisini Allah yolunda feda etmeye çıktığını bilmektedir. O halde gücünüz yettiğince onu nakletmeye, duyurmaya çalışın. Salatı ikame edin, zekatı yapın. İyi bir ödünçle Allah'a ödünç verin. Kendiniz için hayır olarak ne verirseniz, ödül olarak Allah'ın katında onu daha hayırlısıyla ve daha büyüğüyle bulursunuz. Allah'tan bağışlanma dileyin. Kuşkusuz Allah, Çok Bağışlayıcı'dır, Rahmeti Kesintisiz'dir.
# | kelime | anlam | kök |
---|---|---|---|
1 | inne | şüphesiz | |
2 | rabbeke | Rabbin | ربب |
3 | yea'lemu | biliyor | علم |
4 | enneke | senin | |
5 | tekumu | kalktığını | قوم |
6 | edna | daha azında | دنو |
7 | min | -nden | |
8 | suluseyi | üçte ikisi- | ثلث |
9 | l-leyli | gecenin | ليل |
10 | ve nisfehu | ve yarısında | نصف |
11 | ve sulusehu | ve onun üçte birinde | ثلث |
12 | ve taifetun | bir topluluğun da | طوف |
13 | mine | -dan | |
14 | ellezine | bulunanlar- | |
15 | meake | seninle beraber | |
16 | vallahu | ve Allah | |
17 | yukaddiru | takdir eder | قدر |
18 | l-leyle | geceyi | ليل |
19 | ve nnehara | ve gündüzü | نهر |
20 | alime | bildi | علم |
21 | en | ||
22 | len | asla | |
23 | tuhsuhu | sizin onu sayamayacağınızı | حصي |
24 | fetabe | bu yüzden affetti | توب |
25 | aleykum | sizi | |
26 | fekra'u | artık okuyun | قرا |
27 | ma | şeyi | |
28 | teyessera | kolayınıza gelen | يسر |
29 | mine | -dan | |
30 | l-kurani | Kur'an- | قرا |
31 | alime | bilmiştir | علم |
32 | en | ||
33 | seyekunu | bulunacağını | كون |
34 | minkum | içinizden | |
35 | merda | hastalar | مرض |
36 | ve aharune | ve başka kimseler | اخر |
37 | yedribune | gezip | ضرب |
38 | fi | ||
39 | l-erdi | yeryüzünde | ارض |
40 | yebtegune | arayan | بغي |
41 | min | -ndan | |
42 | fedli | lutfu- | فضل |
43 | llahi | Allah'ın | |
44 | ve aharune | ve başka insanlar | اخر |
45 | yukatilune | savaşan | قتل |
46 | fi | ||
47 | sebili | yolunda | سبل |
48 | llahi | Allah | |
49 | fekra'u | onun için okuyun | قرا |
50 | ma | şeyi | |
51 | teyessera | kolayınıza gelen | يسر |
52 | minhu | O'ndan | |
53 | ve ekimu | ve ayağa kaldırın | قوم |
54 | s-salate | salatı | صلو |
55 | ve atu | ve verin | اتي |
56 | z-zekate | zekatı | زكو |
57 | ve ekridu | ve borç verin | قرض |
58 | llahe | Allah'a | |
59 | kardan | bir borçla | قرض |
60 | hasenen | güzel | حسن |
61 | ve ma | ve | |
62 | tukaddimu | verdiklerinizi | قدم |
63 | lienfusikum | kendiniz için | نفس |
64 | min | -dan | |
65 | hayrin | hayır- | خير |
66 | teciduhu | bulacaksınız | وجد |
67 | inde | katında | عند |
68 | llahi | Allah | |
69 | huve | o | |
70 | hayran | daha hayırlıdır | خير |
71 | ve ea'zeme | ve daha büyüktür | عظم |
72 | ecran | mükafatça | اجر |
73 | vestegfiru | ve mağfiret dileyin | غفر |
74 | llahe | Allah'tan | |
75 | inne | şüphesiz | |
76 | llahe | Allah | |
77 | gafurun | çok bağışlayandır | غفر |
78 | rahimun | çok esirgeyendir | رحم |
Hiç şüphen olmasın, Rabbin senin durumunu biliyor. Gecenin üçte ikisinden daha azını, yarısını, üçte birini ayakta geçiriyorsun. Seninle beraber olanlardan bir grup da öyle yapıyor. Allah, gece ve gündüz olanları ölçüp biçiyor. Sizin onu sayamayacağınızı bildiği için, sizin tövbenizi kabul etti. Artık Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyunuz. Sizden hastalar olacağını bildi. Bir kısmınızın Allah'ın lütfundan bir şeyler aramak için gurbete çıkacağını, diğer bir kısmının da Allah yolunda savaşacaklarını bildi. O halde Kur'an'dan kolay geleni okuyunuz. Namazı kılınız. Zekatı veriniz. Güzel bir ödünçle Allah'a ödünç veriniz. Kendiniz için önden gönderdiğiniz iyiliğin, Allah katında hayrını daha çok, ödülünü daha büyük olarak bulacaksınız. Allah'tan af dileyin. Şüphesiz Allah çok affedendir; çok merhamet sahibidir.
Şüphesiz ki Rabbin, senin ve beraberinde bulunan bir grubun gecenin üçte ikisinden daha az bir kısmında, yarısında ve üçte birinde kalkmakta olduğunu biliyor.* Allah gecenin ve gündüzün ölçüsünü belirler. O, sizin bunu (tamamen) sayamayacağınızı bilmiş ve (bunun için) tevbenizi kabul etmiştir. Kolay olan zamanda Kur'an'dan okuyun!*İçinizde hastalar olacağını, (içinizden) bir kısmının Allah'ın lütfundan (rızık) aramak üzere yeryüzünde sefere çıkacağını, diğer bir kısmının da Allah yolunda savaşacağını (Allah) bilmektedir. Kolay olan zamanda ondan (Kur'an'dan) okuyun! Namazı kılın, zekâtı verin ve Allah'a güzel bir borç* verin! Kendiniz için (önceden) ne tür bir iyilik sunarsanız, Allah katında onu hem daha hayırlı hem de ödül bakımından daha büyük olarak bulacaksınız.* Allah'tan bağışlanma dileyin! Şüphesiz ki Allah çok bağışlayandır, çok merhametlidir.
Efendin, senin ve yoldaşlarından bir grubun, gecenin üçte ikisinden az, yarısında ve üçte birinde kalktığını bilir. Gecenin ve gündüzün miktarını ALLAH belirler. O, sizin bunu yapamayacağınızı bildiği için sizi affetmiştir. Öyleyse Kuran'dan kolayınıza geldiği kadar okuyun. Aranızda hastalar, yeryüzünde ALLAH'ın lütfundan rızık arayanlar ve ALLAH yolunda savaşanlar olduğunu bilmektedir. Ondan kolayınıza geldiği kadar okuyun. Salatı gözetin, zekatı verin ve güzel davranmak yoluyla ALLAH'a bir borç sunun. Kendiniz için yaptığınız her iyiliği, ALLAH katında daha iyi ve daha büyük bir ödül olarak bulacaksınız. ALLAH'tan bağışlanma dileyin; ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir.
Rabb'in, senin bazen gecenin üçte ikisinden daha az, bazen yarısı, bazen üçte bir kadar vakit geçirdiğini elbette biliyor. Seninle beraber bulunanlardan bir grubun da. Geceyi ve gündüzü takdir eden Allah'tır.* Onu asla hesaplayamayacağınızı* bildi de tevbenizi* kabul etti. O halde ilahi mesajı gücünüz yettiğince insanlara ulaştırmaya çalışın.* Ayrıca Allah, içinizden kimin hasta olduğunu bilmektedir. Kiminizin Allah'ın lütfundan rızkını aramak için yeryüzünde çalışmaya, kiminizin de kendisini Allah yolunda feda etmeye* çıktığını bilmektedir. O halde gücünüz yettiğince onu* nakletmeye, duyurmaya çalışın.* Salatı ikame edin*, zekatı yapın.* İyi bir ödünçle Allah'a ödünç verin. Kendiniz için hayır olarak ne verirseniz, ödül olarak Allah'ın katında onu daha hayırlısıyla ve daha büyüğüyle bulursunuz. Allah'tan bağışlanma dileyin. Kuşkusuz Allah, Çok Bağışlayıcı'dır, Rahmeti Kesintisiz'dir.
Senin ve seninle beraber olanlardan bir kısmının, gecenin üçte ikisine yakınını, yarısını ve üçte birini uyanık geçirdiğini Rabbin elbette biliyor. Gece ile gündüzün ölçüsünü koyan Allah'tır. Sizin bunu tam başaramayacağınızı bildiği için yüzünüze baktı (da işinizi kolaylaştırdı). Artık Kur'an'ı kolayınıza geldiği zaman* okuyun. O, içinizden hastaların olacağını, kiminizin Allah'ın lütfundan yararlanmak için yeryüzünü dolaşacağını, kiminizin de Allah yolunda vuruşacağını bilir. Öyleyse Kur'an'ı, kolayınıza geldiği zaman okuyun. Namazı tam kılın, zekatı verin ve Allah için güzel bir ödünç ayırın. Bugün kendiniz için yaptığınız her hayrı, yarın Allah katında daha iyisiyle ve çok daha büyüğü ile bulursunuz. Allah'tan bağışlanma dileyin. Çünkü Allah'ın bağışlaması çok, ikramı boldur.
Kuşkusuz, Efendin, senin ve seninle birlikte olan bir topluluğun, hem gecenin üçte ikisinin biraz eksiğinde hem onun yarısında hem de onun üçte birinde ayakta olduğunu bilir. Gecenin ve gündüzün ölçülerini belirleyen Allah, bunu yapamayacağınızı bildiği için sizi bağışlamıştır. Artık, Kur'an'dan, size kolay geleni okuyun. Aranızdan bir bölümünüzün sağlığının bozulacağını, bir bölümünüzün Allah'ın lütfundan aramak için yola koyulacağını, bir bölümünüzün de Allah'ın yolunda savaşacağını bilir. Artık, Ondan, size kolay geleni okuyun. Namazı dosdoğru kılın ve zekatı verin. Allah'a güzel bir borç olarak borç verin. Kendiniz için yaptığınız her iyiliği, Allah'ın katında daha iyi ve daha büyük bir ödül olarak bulursunuz. Ve Allah'tan bağışlanma dileyin. Kuşkusuz, Allah, Sınırsız Bağışlayandır; Merhametlidir.
(Ey Nebi!) Elbet Rabbin senin ve yanındakilerden bir kısmının gecenin üçte ikisini, ve yarısını, ve üçte birini uyanık geçirdiğini bilmektedir. Gecenin ve gündüzün miktarını belirleyen Allah, sizin onun üstesinden gelemeyeceğinizi bilmiş ve size rahmetiyle yönelmiştir. Artık Kur'an'dan kolayınıza gelen kadarını okuyun!
Hiç kuşkun olmasın, Rabbin senin durumunu biliyor. Gecenin üçte ikisinden daha azını, yarısını, üçte birini ayakta geçiriyorsun. Seninle beraber olanlardan bir grup da öyle. Allah, geceyi de gündüzü de ölçüye bağlamıştır. Sizin onu kuşatamayacağınızı bildi de size tövbe nasip etti. O halde Kur'an'dan, kolay geleni okuyun. Sizden hastalar olacağını bildi. Bir kısmının yeryüzünde dolaşıp Allah'ın lütfundan bir şeyler isteyeceklerini, diğer bir kısmının da Allah yolunda çarpışacaklarını bildi. O halde Kur'an'dan, kolay geleni okuyun! Namazı kılın! Zekatı verin. Güzel bir ödünçle Allah'a ödünç verin! Öz benlikleriniz için önden gönderdiğiniz iyiliğin, Allah katında hayrını daha çok, ödülünü daha büyük olarak bulacaksınız. Allah'tan af dileyin. Hiç kuşkusuz, Allah çok affedici, çok esirgeyicidir.
Gerçekten Rabbin, senin gecenin üçte ikisinden biraz eksiğinde, yarısında ve üçte birinde (namaz için) kalktığını bilir; seninle birlikte olanlardan bir topluluğun da (böyle yaptığını bilir). Geceyi ve gündüzü Allah takdir eder. Sizin bunu sayamıyacağınızı bildi, böylece tevbenizi (O'na dönüşünüzü) kabul etti. Şu halde Kur'an'dan kolay geleni okuyun. Allah sizden hastalar olduğunu, başkalarının Allah'ın fazlından aramak için yeryüzünde gezip dolaşacaklarını ve diğerlerinin Allah yolunda çarpışacaklarını bilmiştir. Öyleyse ondan (Kur'an'dan) kolay geleni okuyun. Namazı dosdoğru kılın, zekatı verin ve Allah'a güzel bir borç verin. Hayır olarak kendi nefisleriniz için önceden takdim ettiğiniz şeyleri daha hayırlı ve daha büyük bir ecir (karşılık) olarak Allah katında bulursunuz. Allah'tan mağfiret dileyin. Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.
Gerçekten Rabbin biliyor ki sen, muhakkak gecenin üçte ikisine yakınını, yarısını ve üçte birini ibadetle geçiriyorsun, beraberinde bulunan bir grup da (böyle yapıyor). Oysa geceyi, gündüzü Allah takdir eder. Sizin bundan ötesini başaramayacağınızı bildiği için size lütuf ile muamelede bulundu. Bundan böyle Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun; O, içinizden hastaların olacağını, diğer bir kısmının Allah'ın lütfundan bir kar aramak üzere yeryüzünde yol tepeceklerini, diğer bir kısmının da Allah yolunda çarpışacaklarını bilmektedir; O halde o (Kur'an)dan kolayınıza geleni okuyun; namazı kılın, zekatı verin ve Allah'a karz-ı hasen verin! Kendi hesabınıza hayır olarak ne (iyilik) yapıp gönderirseniz, onu Allah yanında daha hayırlı ve karşılık olarak daha büyük bulacaksınız. Allah'tan bağışlanma dileyin! Şüphesiz ki Allah, çok bağışlayan, çok merhamet edendir.
(Ey Peygamber!) Rabbin, senin ve beraberindekilerin gecenin üçte ikisini, yahut yarısını, yahut üçte birini (namaz için) uyanık geçirdiğini bilir. Gecenin ve gündüzün ölçüsünü koyan Allah, sizin onu küçümsemeyeceğinizi bilir ve bu sebeple O rahmetiyle size yaklaşır. O halde Kur'an'ın kolayca okuyabileceğiniz kadarını okuyun. Allah, zaman zaman içinizde hastalar, Allah'ın lütfunu aramak için yola koyulanlar ve Allah yolunda savaşa çıkanlar olacağını bilir. Öyleyse ondan (yalnızca) kolayca okuyabileceğiniz kadarını okuyun, namazınızda devamlı ve dikkatli olun ve karşılıksız harcamada bulunun ve (böylece) Allah'a güzel bir borç verin çünkü kendi adınıza güzel ne iş yaparsanız karşılığını aynen Allah katında görürsünüz; evet, daha iyi ve daha zengin bir ödül olarak. Ve (daima) Allah'ın bağışlayıcılığını arayın. Kuşkusuz Allah çok bağışlayıcıdır, rahmet kaynağıdır.
(Ey Muhammed!) Şüphesiz Rabbin, senin, gecenin üçte ikisine yakın kısmını, yarısını ve üçte birini ibadetle geçirdiğini biliyor. Beraberinde bulunanlardan bir topluluk da böyle yapıyor. Allah, gece ve gündüzü düzenleyip takdir eder. Sizin buna (gecenin tümünde yahut çoğunda ibadete) gücünüzün yetmeyeceğini bildi de sizi bağışladı (yükünüzü hafifletti.) Artık, Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun. Allah, içinizde hastaların bulunacağını, bir kısmınızın Allah'ın lütfundan rızık aramak üzere yeryüzünde dolaşacağını, diğer bir kısmınızın ise Allah yolunda çarpışacağını bilmektedir. O halde, Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun. Namazı dosdoğru kılın, zekatı verin, Allah'a güzel bir borç verin. Kendiniz için önceden ne iyilik gönderirseniz, onu Allah katında daha üstün bir iyilik ve daha büyük mükafat olarak bulursunuz. Allah'tan bağışlama dileyin. Şüphesiz Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
Filhakıka rabbın biliyor ki sen muhakkak gece üçte ikisine yakın ve yarısı ve üçte biri kalkıyorsun beraberindekilerden de bir taife, halbuki geceyi gündüzü Allah takdir eder, bildi ki siz onu bundan öte başaramazsınız, onun için size lutf ile irca-ı nazar buyurdu, bundan böyle Kur'andan ne kolay gelirse okuyun, bildi ki içinizden hastalar olacak, diğer bir takımları Allahın fazlından bir kar aramak üzere yeryüzünde yol tepecekler, diğer bir takımları da Allah yolunda çarpışacaklar, o halde ondan ne kolay gelirse okuyun ve namazı kılın ve zekatı verin ve Allaha karz-ı hasen takdim edin, kendilerinizin hisabına hayr olarak her ne de takdim ederseniz onu Allah yanında daha hayırlı ve ecirce daha büyük bulacaksınız, hem de Allaha istiğfar edin, şübhesiz ki Allah gafurdur, rahimdir.
Rabbin senin gecenin üçte ikisinden daha azında, yarısında ve üçte birinde kalktığını; Seninle beraber bulunanlardan bir topluluğun da böyle yaptığını biliyor. Geceyi ve gündüzü takdir eden Allah, sizin onu sayamayacağınızı (zamanı hesab edip gecenin belli sa'atlerinde kalkamayacağınızı) bildiği için sizi affetti. Artık (belli bir sa'at gözetmeden) Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun (ne miktar kolayınıza gelirse o kadar gece namazı kılın, kendinizi zorlamayın.) Allah, içinizden hastalar, yeryüzünde gezip Allah'ın lutfunu arayan başka kimseler ve Allah yolunda savaşan daha başka insanlar bulunacağını bilmiştir. Onun için Kur'an'dan kolayınıza geldiği kadar okuyun. Namazı kılın, zekatı verin ve Allah'a güzel bir borç verin. Kendiniz için verdiğiniz hayırları, Allah katında verdiğinizden daha hayırlı ve mükafatça daha büyük bulacaksınız. Allah'tan mağfiret dileyin. Şüphesiz Allah, çok bağışlayan, çok esirgeyendir.
Gerçekten rabbin, senin gecenin üçte ikisinden biraz eksiğinde, yarısında ve üçte birinde (namaz için) kalktığını bilir; seninle birlikte olanlardan bir topluluğun da (böyle yaptığını bilir). Geceyi ve gündüzü Tanrı takdir eder. Sizin bunu sayamayacağınızı bildi, böylece tevbenizi (O'na dönüşünüzü) kabul etti. Şu halde Kuran'dan kolay geleni okuyun. Tanrı sizden hastalar olduğunu, başkalarının Tanrı'nın fazlından aramak için yeryüzünde gezip dolaşacaklarını ve diğerlerinin Tanrı yolunda çarpışacaklarını bilmiştir. Öyleyse ondan (Kuran'dan) kolay geleni okuyun. Namazı dosdoğru kılın, zekatı verin ve Tanrı'ya güzel bir borç verin. Hayır olarak kendi nefisleriniz için önceden takdim ettiğiniz şeyleri daha hayırlı ve daha büyük bir ecir (karşılık) olarak Tanrı katında bulursunuz. Tanrı'dan mağfiret dileyin. Şüphesiz Tanrı, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.
Şübhe yok ki Rabbin, senin, gecenin üçde ikisinden biraz eksik, yarısı, üçde biri kadar ayakda durmakda olduğunu ve senin maiyyetinde bulunanlardan bir zümrenin de (böyle yapdığını) biliyor. Geceyi, gündüzü Allah saymakdadır. O, bunu sizin sayamayacağınızı bildiği için size karşı (ruhsat canibine) döndü. Artık Kur'andan kolay geleni (ne ise onu) okuyun. Allah muhakkak bilmişdir ki içinizden hasta (lanan) lar olacak, diğer bir kısmı Allahın fazlından (nasıyb) aramak üzere yer (yüzün) de yol tepecekler, başka bir takımı da Allah yolunda çarpışaçaklardır. O halde ondan (Kur'andan size) kolay geleni okuyun. Namazı dosdoğru kılın. Zekatı verin. Allaha gönül hoşluğuyle ödüne verin. Önden nefisleriniz için ne hayır gönderirseniz onu Allahın nezdinde bulursunuz, (hem) bu daha hayırlı, sevabca daha büyük olmak üzere. Allahdan mağfiret isteyin. Şübhesiz ki Allah (mü'minleri) çok yarlığayıcı, çok esirgeyicidir.
Şüphesiz ki Rabbın; senin, gecenin üçte ikisi, yarısı ve üçte biri içinde kalktığını bilir. Seninle beraber olan bir topluluğun da. Gece ve gündüzü Allah, takdir eder. Sizin onu sayamayacağınızı bildiğinden tevbenizi kabul etmiştir. Öyleyse Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun. İçinizden hasta olacakları, Allah'ın lutfundan aramak üzere yeryüzünde dolaşacak olanları ve Allah yolunda savaşacak olanları şüphesiz ki Allah bilir. O halde ondan kolayınıza geleni okuyun, namazı kılın, zekatı verin ve Allah'a güzel bir ödünç verin. Kendiniz için hayırdan ne takdim ederseniz; Allah katında onu mükafat bakımından daha büyük ve daha hayırlı olarak bulursunuz. Ve Allah'tan mağfiret dileyin. Muhakkak ki Allah; Gafur'dur, Rahim'dir.
Şüphesiz Rabbin, seni ve seninle birlikte olanlardan bir topluluğun gecenin üçte ikisinde, yarısında ve üçte birinde kalktığını biliyor. Geceyi ve gündüzü Allah takdir eder. Sizin onu iyi hesaplayamayacağınızı bildiği için sizi bağışlamıştır. Öyleyse Kur'an'dan kolayınıza geleni okuyun. İçinizden hasta olacakları, bir kısmınızın yeryüzünde dolaşıp, Allah'ın rızkını arayacağını, diğerlerinin Allah yolunda savaşacağını da bilmektedir. Öyleyse ondan kolayınıza geleni okuyun, namazı kılın ve zekatı verin ve Allah'a güzel bir ödünçte bulunun. Kendiniz için hayır olarak ne hazırlarsanız, onu Allah katında daha iyi, daha büyük bir ödül olarak hazır bulursunuz. Allah'tan bağışlanma dileyin. Şüphesiz Allah, çok bağışlayıcı ve çok merhametlidir.
Senin Rabbin, gecenin bazen üçte ikisine yakın bir kısmını, bazen yarısını, bazen üçte birini ibadetle geçirdiğini, senin yanında yer alan müminlerden bir cemaatin da böyle yaptığını elbette biliyor. Gece ve gündüzü yaratıp sürelerini belirleyen Allah'tır. O sizin bu gece ibadetini gözetemeyeceğinizi bildiği için, lütuf ve merhametiyle size yeniden bakıp muaf tuttu. Artık Kur'an'dan kolayınıza gelen miktarı okuyun. Allah bilmektedir ki aranızda hastalananlar olacaktır. Kimileri Allah'ın lütfundan nasiplerini aramak için yol tepecek, dünyanın çeşitli yerlerinde dolaşacaklardır. Bazıları Allah yolunda muharebe için sefere çıkacaklardır. Haydi artık Kur'an'dan, kolayınıza gelen miktarı okuyun. Namazı hakkıyla ifa edin, zekatı verin ve bir de Allah'a güzel ödünç takdim edin! Unutmayın ki kendi iyiliğiniz için ahirete hazırlık olarak her ne gönderirseniz mutlaka onu Allah'ın nezdinde bulursunuz. Hem daha üstün ve daha hayırlı, mükafatı kat kat artmış olarak! Allah'tan af dileyin. Muhakkak ki Allah gafurdur, rahimdir (affı, merhamet ve ihsanı boldur).
Muhakkak ki Rabbin senin gecenin üçte ikisinden daha azında, yarısında veya üçte birinde kalktığını biliyor.. . Seninle beraber olanlardan bir grubun da! Geceyi ve gündüzü Allah takdir ediyor! (Allah) onu asla değerlendiremeyeceğinizi bildi de tövbenizi kabul etti. . . Kuran'dan kolaylaşanı okuyun (idrak edin)! (Allah) bilir ki, sizden hastalar, arzda dolaşıp Allah'ın lütfundan talep eden kimseler ve Allah yolunda savaşan kimseler olacaktır. Artık Ondan kolaylaşan kadarını okuyun; salatı ikame edin (yönelişi kaim kılın müşahede ile), zekatı verin ve Allah'a güzel bir ödünç verin. . . Kendiniz için (önceden) hayırdan ne takdim ederseniz, Allah indinde onun çok daha büyük ve hayırlısını bulursunuz. Allah'tan mağfiret dileyin! Muhakkak ki Allah Ğafur'dur, Rahıym'dir.
Rabbin, senin ve yoldaşlarıdan bir grubun, gecenin üçte ikisinden az, yarısında ve üçte birinde kalktığını bilir. Gecenin ve gündüzün miktarını ALLAH belirler. O, sizin bunu yapamıyacağınızı bildiği için sizi affetmiştir. Öyleyse Kuran'dan kolayınıza geldiği kadar okuyun. Aranızda hastalar, yeryüzünde ALLAH'ın lütfundan rızık arayanlar ve ALLAH yolunda savaşanlar olduğunu bilmektedir. Ondan kolayınıza geldiği kadar okuyun. Namazı gözetin, zekatı verin ve güzel davranmak yoluyla ALLAH'a bir borçsunun. Kendiniz için yaptığınız her iyiliği, ALLAH katında daha iyi ve daha büyük bir ödül olarak bulacaksınız. ALLAH'tan bağışlanma dileyin; ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir.
Rabb'in senin ve seninle beraber olan bir grubun, gecenin üçte ikisinden daha azında, yarısında, üçte birinde kalktığınızı biliyor. Geceyi ve gündüzü takdir eden Allah'tır.* Onu asla hesaplayamayacağınızı* bildi de tövbenizi* kabul etti. O halde ilahi mesajı gücünüz yettiğince insanlara ulaştırmaya çalışın.* Ayrıca Allah, kiminizin rahatsız, kiminizin Allah'ın lütfundan rızkını aramak için yeryüzünde çalışmaya, kiminizin de kendisini Allah yolunda feda etmeye* çıktığını bilmektedir. O halde gücünüz yettiğince onu* nakletmeye, duyurmaya çalışın.* Salatı ikame edin*, zekatı verin.* İyi bir ödünçle Allah'a ödünç verin. Kendiniz için hayır olarak ne verirseniz, ödül olarak Allah'ın katında onu daha hayırlısıyla ve daha büyüğüyle bulursunuz. Allah'tan bağışlanma dileyin. Kuşkusuz Allah, Çok Bağışlayıcı'dır, Rahmeti Kesintisiz'dir.
Your Lord knows that you rise a little less than two thirds of the night, and half of it, and one third of it, as well as a group of those who are with you. And God measures the night and the day. He knows that you will not be able to keep-up, so He pardons you. So study what is made easy of the Quran. He knows that there will be sick among you, and others that venture out in the land seeking from God's bounty, and others who are fighting in the cause of God, so study what you can of it. And hold the contact-method and contribute towards betterment and give God a loan of righteousness. And whatever you put forth yourselves, you will find it with God, for it is better and a greater reward. And seek God's forgiveness, for God is Forgiving, Merciful.
Thy Lord knows that thou standest nearly two-thirds of the night, or a half of it, or a third of it, as does a number of those with thee. And God determines the night and the day. He knew that you would not calculate it, and has turned towards you: — so recite what is made easy of the Qur’an. He knows that there will be some sick among you, and others travelling in the earth in search of the bounty of God, and others fighting in the cause of God: — so recite what is made easy thereof, and uphold the duty, and render the purity, and lend to God a goodly loan. And what good you send ahead for your souls — you will find it with God, better and greater in reward. And ask forgiveness of God; God is forgiving and merciful.
Your Lord knows that you stay up nearly two-thirds of the night – or half of it, or a third of it – and a group of those with you. Allah determines the night and day. He knows you will not keep count of it, so He has turned towards you. Recite as much of the Qur’an as is easy for you. He knows that some of you are ill and that others are travelling in the land seeking Allah’s bounty, and that others are fighting in the Way of Allah. So recite as much of it as is easy for you. And establish salat and pay zakat and lend a generous loan to Allah. Whatever good you send ahead for yourselves you will find it with Allah as something better and as a greater reward. And seek forgiveness from Allah. Allah is Ever-Forgiving, Most Merciful.
Your Lord knows that you meditate during two-thirds of the night, or half of it, or one-third of it, and so do some of those who believed with you. GOD has designed the night and the day, and He knows that you cannot always do this. He has pardoned you. Instead, you shall read what you can of the Quran. He knows that some of you may be ill, others may be traveling in pursuit of GOD's provisions, and others may be striving in the cause of GOD. You shall read what you can of it, and observe the contact prayers (Salat), give the obligatory charity (Zakat), and lend GOD a loan of righteousness. Whatever good you send ahead on behalf of your souls, you will find it at GOD far better and generously rewarded. And implore GOD for forgiveness. GOD is Forgiver, Most Merciful.
Your Lord knows that you rise a little less than two thirds of the night, and half of it, and one third of it; and a group of those who are with you. And God measures the night and the day. He knows that you will not be able to keep-up, so He pardons you. So read what is made easy of the Qur'an. He knows that there will be sick among you, and others that go forth in the land seeking from the bounty of God, and others who are fighting in the cause of God, so read what you can of it. And hold the contact prayer and contribute towards purification and lend God a loan of righteousness. And whatever you put forth yourselves, you will find it with God, for it is better and a greater reward. And seek the forgiveness of God, for God is Forgiving, Merciful.
Your Lord knows that you rise a little less than two thirds of the night, and half of it, and one third of it, as well as a group of those who are with you. God measures the night and the day. He knows that you will not be able to keep up, so He pardons you. So study what is made easy of the Quran. He knows that there will be sick among you, and others that venture out in the land seeking from God's bounty, and others who are fighting in the cause of God, so study what you can of it. Hold the contact prayer and contribute towards betterment and give God a loan of righteousness. Whatever you put forth yourselves, you will find it with God, for it is better and a greater reward. Seek God's forgiveness, for God is Forgiving, Compassionate.