363 sonuç bulundu.

Cehennemin yolu dışında. Sonsuza dek orada kalacaklardır. İşte bu, Allah için zaten çok kolaydır.

اِلَّا طَر۪يقَ جَهَنَّمَ خَالِد۪ينَ ف۪يهَٓا اَبَداًۜ وَكَانَ ذٰلِكَ عَلَى اللّٰهِ يَس۪يراً

İlla tarika cehenneme halidine fiha ebeda. Ve kane zalike alallahi yesira.

Cehennem onların hem dinlenme yeri hem de örtüleri olacak; zalimleri Biz işte böyle cezalandırırız.

لَهُمْ مِنْ جَهَنَّمَ مِهَادٌ وَمِنْ فَوْقِهِمْ غَوَاشٍۜ وَكَذٰلِكَ نَجْزِي الظَّالِم۪ينَ

Lehum min cehenneme mihadun ve min fevkıhim gavaş ve kezalike necziz zalimin.

Cehennemliklere; "Allah, hiçbir rahmete erdirmeyecek diye yemin ettiğiniz kimseler bunlar mıydı?" Onlara: "Girin Cennet'e, artık size korku yoktur. Üzülecek de değilsiniz." denir.

اَهٰٓؤُ۬لَٓاءِ الَّذ۪ينَ اَقْسَمْتُمْ لَا يَنَالُهُمُ اللّٰهُ بِرَحْمَةٍۜ اُدْخُلُوا الْجَنَّةَ لَا خَوْفٌ عَلَيْكُمْ وَلَٓا اَنْتُمْ تَحْزَنُونَ

E haulaillezine aksemtum la yenaluhumullahu bi rahmeh udhulul cennete la havfun aleykum ve la entum tahzenun.

Cehennemlikler cennetliklere: "Ne olur, lütfen suyunuzdan, Allah'ın size nasib ettiği nimetlerden biraz da bize gönderin!" diye seslenirler. Onlar da: "Allah bunları kafirlere haram etmiştir, bunlar kafirlere yasaktır." diye cevap verirler.

وَنَادٰٓى اَصْحَابُ النَّارِ اَصْحَابَ الْجَنَّةِ اَنْ اَف۪يضُوا عَلَيْنَا مِنَ الْمَٓاءِ اَوْ مِمَّا رَزَقَكُمُ اللّٰهُۜ قَالُٓوا اِنَّ اللّٰهَ حَرَّمَهُمَا عَلَى الْكَافِر۪ينَۙ

Ve nada ashabun nari ashabel cenneti en efidu aleyna minel mai ev mimma rezekakumullah, kalu innallahe harremehuma alel kafirin.

Cehennem ateşinde kızdırılıp, alınlarının, yanlarının ve sırtlarının dağlanacağı gün: "İşte bu, kendiniz için biriktirdikleriniz; artık tadın biriktirdiklerinizi!"

يَوْمَ يُحْمٰى عَلَيْهَا ف۪ي نَارِ جَهَنَّمَ فَتُكْوٰى بِهَا جِبَاهُهُمْ وَجُنُوبُهُمْ وَظُهُورُهُمْۜ هٰذَا مَا كَنَزْتُمْ لِاَنْفُسِكُمْ فَذُوقُوا مَا كُنْتُمْ تَكْنِزُونَ

Yevme yuhma aleyha fi nari cehenneme fe tukva biha cibahuhum ve cunubuhum ve zuhuruhum, haza ma keneztum li enfusikum fe zuku ma kuntum teknizun.

Cehennem ahalisi oldukları iyice belli olmuş olan müşriklerin bağışlanmalarını istemek ne Nebiye düşer ne de müminlere; isterse en yakınları olsun.

مَا كَانَ لِلنَّبِيِّ وَالَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اَنْ يَسْتَغْفِرُوا لِلْمُشْرِك۪ينَ وَلَوْ كَانُٓوا اُو۬ل۪ي قُرْبٰى مِنْ بَعْدِ مَا تَبَيَّنَ لَهُمْ اَنَّهُمْ اَصْحَابُ الْجَح۪يمِ

Ma kane lin nebiyyi vellezine amenu en yestagfiru lil muşrikine ve lev kanu uli kurba min ba'di ma tebeyyene lehum ennehum ashabul cahim.

Onlar cehenneme girecekler. (O) ne kötü bir karargâhtır!

جَهَنَّمَۚ يَصْلَوْنَهَاۜ وَبِئْسَ الْقَرَارُ

Cehennem, yaslevneha, ve bi'sel karar.

"Cehennem hepsinin buluşma yeridir."

وَاِنَّ جَهَنَّمَ لَمَوْعِدُهُمْ اَجْمَع۪ينَۙ

Ve inne cehenneme le mev'ıduhum ecmain.

Cehennem'in yedi kapısı vardır. Her kapıdan onların bir bölüğü girer.

لَهَا سَبْعَةُ اَبْوَابٍۜ لِكُلِّ بَابٍ مِنْهُمْ جُزْءٌ مَقْسُومٌ۟

Leha seb'atu ebvab, likulli babin minhum cuz'un maksum.

Cehenneme en çok layık olanları elbette Biz, biliriz.

ثُمَّ لَنَحْنُ اَعْلَمُ بِالَّذ۪ينَ هُمْ اَوْلٰى بِهَا صِلِياًّ

Summe le nahnu a'lemu billezine hum evla biha sıliyya.

Cehennemde onlara inim inim inlemek düşer. Onlar orada hiçbir şey işitmezler.

لَهُمْ ف۪يهَا زَف۪يرٌ وَهُمْ ف۪يهَا لَا يَسْمَعُونَ

Lehum fiha zefirun ve hum fiha la yesmeun.

Cehennemin hışırtısını bile duymayacak, onlar da canlarının çektiği nimetler içinde ölümsüzleşeceklerdir.

لَا يَسْمَعُونَ حَس۪يسَهَاۚ وَهُمْ ف۪ي مَا اشْتَهَتْ اَنْفُسُهُمْ خَالِدُونَۚ

La yesme'une hasiseha, ve hum fi meştehet enfusuhum halidun.

(Cehennemin) ateş (i) yüzlerine vurub yakacak, orada onlar, dişleri sırıtıb, kalacakdır.

تَلْفَحُ وُجُوهَهُمُ النَّارُ وَهُمْ ف۪يهَا كَالِحُونَ

Telfehu vucuhehumun naru ve hum fiha kalihun.

Cehennem onları uzak bir yerden gördüğü zaman, onun öfkelenmesini ve uğultusunu işittiler.

اِذَا رَاَتْهُمْ مِنْ مَكَانٍ بَع۪يدٍ سَمِعُوا لَهَا تَغَيُّظاً وَزَف۪يراً

İza raethum min mekanin baidin semiu leha tegayyuzan ve zefira.

Cehenneme zorla sürülenler, en kötü yere ve en çarpık yola sahip olanlardır.

اَلَّذ۪ينَ يُحْشَرُونَ عَلٰى وُجُوهِهِمْ اِلٰى جَهَنَّمَۙ اُو۬لٰٓئِكَ شَرٌّ مَكَاناً وَاَضَلُّ سَب۪يلاً۟

Ellezine yuhşerune ala vucuhihim ila cehenneme ulaike şerrun mekanen ve edallu sebila.

Cehennem de azgınlar için ortaya çıkartılacaktır.

وَبُرِّزَتِ الْجَح۪يمُ لِلْغَاو۪ينَۙ

Ve burrizetil cahimu lil gavin.

(Cehennemlikler) orada birbirleriyle çekişerek şöyle diyeceklerdir:

قَالُوا وَهُمْ ف۪يهَا يَخْتَصِمُونَۙ

Kalu ve hum fiha yahtesımun.

- Cehennemde putlarıyla çekişerek şöyle derler: "Vallahi, biz apaçık bir sapıklıkta idik; çünkü biz sizi alemlerin Rabbine eşit tutmuştuk; biz apaçık bir sapıklık içindeymişiz. Şimdi ne şefaatçimiz ne de bir dostumuz vardır.Keşke geriye dönüşümüz olsa da inananlardan olsak."

تَاللّٰهِ اِنْ كُنَّا لَف۪ي ضَلَالٍ مُب۪ينٍۙ

Tallahi in kunna le fi dalalin mubin.

- Cehennemde putlarıyla çekişerek şöyle derler: "Vallahi, biz apaçık bir sapıklıkta idik; çünkü biz sizi alemlerin Rabbine eşit tutmuştuk; biz apaçık bir sapıklık içindeymişiz. Şimdi ne şefaatçimiz ne de bir dostumuz vardır.Keşke geriye dönüşümüz olsa da inananlardan olsak."

اِذْ نُسَوّ۪يكُمْ بِرَبِّ الْعَالَم۪ينَ

İz nusevvikum bi rabbil alemin.

- Cehennemde putlarıyla çekişerek şöyle derler: "Vallahi, biz apaçık bir sapıklıkta idik; çünkü biz sizi alemlerin Rabbine eşit tutmuştuk; biz apaçık bir sapıklık içindeymişiz. Şimdi ne şefaatçimiz ne de bir dostumuz vardır.Keşke geriye dönüşümüz olsa da inananlardan olsak."

وَمَٓا اَضَلَّـنَٓا اِلَّا الْمُجْرِمُونَ

Ve ma edallena illel mucrimun.

- Cehennemde putlarıyla çekişerek şöyle derler: "Vallahi, biz apaçık bir sapıklıkta idik; çünkü biz sizi alemlerin Rabbine eşit tutmuştuk; biz apaçık bir sapıklık içindeymişiz. Şimdi ne şefaatçimiz ne de bir dostumuz vardır.Keşke geriye dönüşümüz olsa da inananlardan olsak."

فَمَا لَنَا مِنْ شَافِع۪ينَۙ

Fe ma lena min şafiin.

- Cehennemde putlarıyla çekişerek şöyle derler: "Vallahi, biz apaçık bir sapıklıkta idik; çünkü biz sizi alemlerin Rabbine eşit tutmuştuk; biz apaçık bir sapıklık içindeymişiz. Şimdi ne şefaatçimiz ne de bir dostumuz vardır.Keşke geriye dönüşümüz olsa da inananlardan olsak."

وَلَا صَد۪يقٍ حَم۪يمٍ

Ve la sadikın hamim.

- Cehennemde putlarıyla çekişerek şöyle derler: "Vallahi, biz apaçık bir sapıklıkta idik; çünkü biz sizi alemlerin Rabbine eşit tutmuştuk; biz apaçık bir sapıklık içindeymişiz. Şimdi ne şefaatçimiz ne de bir dostumuz vardır.Keşke geriye dönüşümüz olsa da inananlardan olsak."

فَلَوْ اَنَّ لَنَا كَرَّةً فَنَكُونَ مِنَ الْمُؤْمِن۪ينَ

Fe lev enne lena kerraten fe nekune minel mu'minin.

Cehennem o nankörleri kuşatmış iken, onlar hala senden azabı çabuk istiyorlar.

يَسْتَعْجِلُونَكَ بِالْعَذَابِۜ وَاِنَّ جَهَنَّمَ لَمُح۪يطَةٌ بِالْكَافِر۪ينَۙ

Yesta'ciluneke bil azab, ve inne cehenneme le muhitatun bil kafirin.

Cehennemin ta dibinden çıkan bir ağaçtır o.

اِنَّهَا شَجَرَةٌ تَخْرُجُ ف۪ٓي اَصْلِ الْجَح۪يمِۙ

İnneha şeceretun tahrucu fi aslil cahim.

(Cehennemdekiler) ondan yer ve karınlarını ondan doldururlar.

فَاِنَّهُمْ لَاٰكِلُونَ مِنْهَا فَمَالِؤُ۫نَ مِنْهَا الْبُطُونَۜ

Fe innehum le akilune minha fe maliune min hel butun.

Cehennem'e girecekler hariç.

اِلَّا مَنْ هُوَ صَالِ الْجَح۪يمِ

İlla men huve salil cahim.

(55, 56) (İyilerin durumu) böyleyken, azgınlara da içine girecekleri, çok feci bir yatak olan kötü bir varış yeri, yani cehennem hazırlanmıştır.

جَهَنَّمَۚ يَصْلَوْنَهَاۚ فَبِئْسَ الْمِهَادُ

Cehennem, yaslevneha, fe bi'sel mihad.

"(Cehennemlik değillerdi de) biz onları alaya mı almış olduk, yoksa (buradalar da) gözlerimizden mi kaçtılar?"

اَتَّخَذْنَاهُمْ سِخْرِياًّ اَمْ زَاغَتْ عَنْهُمُ الْاَبْصَارُ

Ettehaznahum sıhriyyen em zagat anhumul ebsar.

Cehennem halkının birbiriyle çekişmesi bir gerçektir.

اِنَّ ذٰلِكَ لَحَقٌّ تَخَاصُمُ اَهْلِ النَّارِ۟

İnne zalike le hakkun tehasumu ehlin nar.